Beşiktaş'ın dün akşam Gençlerbirliği maçındaki en büyük motivasyonu; Fenerbahçe'nin, Bursa deplasmanında puan kaybedişi ve alacağı bir galibiyetle liderlik koltuğunu yeniden ele geçirecek olmasıydı. Bunu sahadaki isteği ve coşkusuyla gösterdi. Beşiktaş için zor bir galibiyetti ama hedeflerine ulaştı. Bir maç eksiğine rağmen Fenerbahçe'nin bir puan önünde Kadıköy'e lider gidecek. Bu kredi anlamında çok çok önemli.
Dün akşam nasıl bir Beşiktaş izledik diye bir değerlendirme yapacak olursak, ilk 15 dakika topa sahip olan ama üretkenlik anlamında çizgisinin çok altında kalan bir takım görünümündeydi. Bunda Gençlerbirliği'nin savunma anlayışı ve duruşunun da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu dakikadan sonra savunma çizgisini ileri atarak daha üretken, hızlı pas trafiği yapan bir Beşiktaş izledik. Ama skoru bulamadı. Soyunma odasına 0-0 gidildi. Mario Gomez'in 3-4 tane vuruş yanlışını söylemeliyiz. Eğer forvetseniz kaçırdığınız gollerle değil attığınız gollerle ifade edilirsiniz. 1-0'ı da o üç pozisyonu kaçıran Gomez'le buldu. Kenardan gelen Cenk'in pasla katkısı ve Sosa'nın asisti belirleyici oldu.
Beşiktaş'ın zaman zaman üretkenlikten uzak futbolunda Oğuzhan'ın bir türlü oyuna giremeyişinin büyük etkisi var. 2-3 haftadır verimsiz bir Oğuzhan izliyoruz. Quaresma'nın oyununu çok beğendiğimi söyleyebilirim. Tabii ki Jose Sosa ile birlikte.
Gençlerbirliği karşısında alınan 1-0'ı diğer maçlarla kıyasladığımızda aynı etkiyi hissedemedik. Beşiktaş'ın en büyük artısı üretkenliği ama dün akşam 1-0 yaptıktan sonra biraz daha geriye doğru şekil almış bir Beşiktaş gördük. Bir-iki pozisyonda direkten dönen top ve son vuruş pozisyonlarındaki etkisizliği de söyleyebiliriz. Ama böyle kritik maçları kazanmak daha önemlidir.
Artık geldik ligdeki yarışın en önemli maçına... Fenerbahçe karşısında Kadıköy'de Beşiktaş nasıl bir anlayışa sahip olmalı? Oyunu ele alacak bir Beşiktaş mı yoksa dengeli ve kontrollü mü? Bunu hep birlikte izleyip göreceğiz.