Dün akşamki UEFA Avrupa Ligi maçına baktığımızda ilk yarıda alışılagelmişin dışında farklı bir Beşiktaş gördük sahada... Daha önceki karşılaşmalarda hücum zenginliğine alıştığımız Beşiktaş son derece tutuk bir oyun sergilerken tek bir pozisyon bile üretmedi. Takım şekli bozulmuş, mesafeler açılmış, Beşiktaş'tan o beklediğimiz organizasyonlar gerçekleşmemişti. 0-0'a kadar Skenderbeu istediği işleri daha rahat yaptı. Gol de Cenk'in kişisel becerisiyle geldi. Skor 1-0 olduktan sonra ikinci yarıda her iki takım da orta sahaları kolay geçti. Beşiktaş, özellikle Gökhan'la bulduğu pozisyonlar neticesinde Cenk'in harika golüyle maçı 2-0'a getirdi. Kartal için Süper lig ve Avrupa serüveninde bazı maçları oyun üzerinden değil sonuç üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Beşiktaş, oyun anlamında olmasa bile istediği sonucu rahat aldı. Siyah-beyazlı takımda bireysel performanslara göz atarsak şu değerlendirmeleri yapabiliriz; Biraz da maçta konsantrasyon düşüklüğü yaşayan Oğuzhan'ın, özellikle ilk yarıda "Bu maç da nereden çıktı?" dercesine sahne alamayışı Beşiktaş'ın oyununda önemli etkenlerden biriydi...
Maçın en öne çıkan isim hiç kuşkusuz Cenk Tosun'du... Kenarda o kadar formda ve hazır bekliyor ki; ligde oynanan Sivasspor maçında sonradan oyuna girdi, 9 dakikalık bölüm ona hiç yetmedi. Ben o maçta Cenk için "Gol atması için acelesi vardı. Bu nedenle hep telaş yaptı" yorumu yapmıştım. Dünkü 90 dakika Cenk'e rahat rahat yetti ve iki güzel gole imza attı. Şans bulan diğer oyuncu Kerim Frei idi... Kerim için bu maçta en önemli maç olması gerekiyordu... Belki istedi, mücadele etti, çalıştı ama verim anlamında maç eksikliği çok belli oldu....
Sporting Lizbon'un, Moskova deplasmanında kazanması pek hesapta yoktu. Bu tablo Beşiktaş'ın gruptan çıkma şansını son maçlara bıraktı... Tur için her şey Portekiz'deki finale kaldı...