Ligin 6.haftasına geldiğimizde Galatasaray'dan sonra Fenerbahçe de yenildi. Tabii ki birbirinden farklı iki mağlubiyet bu... Dün oyunun karakterini Kasımpaşa belirledi. Fenerbahçe'nin oyunu ele alma ve önde oynama isteğine karşı çıkıyorlar, geriye yaslanmadan "Hayır, bu akşam oyunu ben oynayacağım" isteğini gösteriyorlardı.
Yani oyunun hiçbir dakikasında Fenerbahçe'nin oyunun kontrolünü ele almasına izin vermediler. Tabii ki bunda Fenerbahçe'nin oyun gücünün yetersiz ve etkisiz olmasının da büyük katkısı vardı.
Dün maçta Fenerbahçe ilk 11'ine baktığımızda Egemen- Bekir değişikliğinin dışında geçen haftaki Trabzonspor maçının kadrosu aynıydı. Yani bu kadar kadro zenginliği olan Fenerbahçe'nin aynı ilk 11'le başlaması "Oyundan memnunum" anlamına geliyordu. Bu, işte en büyük yanılgıydı! Oyuncu değişiklikleri bir yana, eğer oyunu değiştirmez, iyi gitmeyen oyunun şekliyle oynamazsanız hangi futbolcuyu değiştirirseniz değiştirin bu oyunun girdabında kaybolup giderdi.
Yani kafanızdaki senaryo oyun başlagıncında başka bir yere doğru gidiyorsa esnek olmak ve değişen senaryoya uyum sağlamak zorundasınız. Bunu başaramazsanız kazanma şansınız kalmaz. Dün akşam aynen böyle oldu.
Oyunun hiçbir bölümünde Fenerbahçe'nin istediği olmadı. Ama değiştirilmeye çalışılan hiçbir takım şekli de yoktu.
Bireysel performansları açısından bakarsak... Vasata yaklaşan bile yoktu Fenerbahçe'de. Etkisiz bir ön taraf, bireysel hatalar dolu bir savunma vardı. Kasımpaşa'yı da es geçmeyelim. Takım oyunu sergilediler. Oyuna girdikten sonraki asisti ve golüyle bir fark yaratan Hüseyin Kala başarılıydı. Bu oyun ve aldığı sonuçla Kasımpaşa gerçekten tebriği hak ediyor.