Futbolumuz 2018 yılında G.Saray-Akhisar Süper Kupa maçında ilk defa VAR ile tanıştı. Aradan 6 yıl geçti ama hâlâ evrensel çizgiye oturtamadık. VAR uygulama çıta yüksekliği Avrupa'da 2 metre, ülkemizde maalesef 15 santimetre. Gelen tepkilerden etkilenip protokol esaslarını esnetmeye devam ettiğimiz sürece de yükselmesi zor görünüyor. Eğitimlerde hakemlere; "VAR'ın itibarını zedelemeyin'' deniyor. Sıcak odada, oturduğu yerden çayını içerken, ekrandan izleyerek görev yapanların itibarı mı, sahada canlı canlı maç yönetenlerin itibarı mı? Kendi kalitesini, liyakatini düşünmeyen, hatalar yapan 'VAR'ın itibarını koruyacağız diye futbolumuzu kaos ve tartışma içine sokmamalıyız.
F.Bahçe-Sivas maçında F.Bahçe'nin ilk golünde VAR hakemi Sarper Barış Saka'nın, orta hakem Kadir Sağlam'ı izlemeye çağırması kabul edilemez büyük bir hata! Protokolü bilmediğini gösteriyor. Kadir Sağlam; izledi, sağlam durdu, golü geçerli saydı ve büyük bir skandal ı önledi. VAR'ın itibarını zedelememek adına uymuş olsaydı bugün başka şeyleri konuşuyor olacaktık. MHK başkanımız, "Sizinle çalışmak istemiyorum'' diyerek pek çok hakem ve gözlemcinin görevlerine son verdi. Bu yaşananlardan sonra nasıl bir aksiyon alacaklar merakla bekliyoruz!
11. hafta Samsun- Antalya maçı; VAR hakemi Onur Özütoprak, penaltı için hakem Direnç Tonusluoğlu'nu izlemeye çağırdı. Direnç izledi ve direndi ''Kararımın arkasındayım penaltı yok'' dedi. Uzun zaman sonra ilk defa bir hakem VAR'a uymadı, takdir aldı. MHK da takdir etmiş olmalı ki kendisine hemen 12. hafta Adana Demir-Eyüp maçını verdi. Peki hata yapan VAR hakemine ne oldu? Garip olan şu ki o da yoluna koşarak devam ediyor. Bir sonraki hafta hem de 2 maçta VAR görevi aldı! Hangisi doğru, hangisi yanlış yaptı?
11. hafta Beşiktaş-Kasımpaşa maçında Sadık, Rafa Silva'yı arkadan iki elle itti, bariz gol şansı ve kırmızı kart olmalıydı. Hakem Zorbay Küçük bir ara düdüğü ağzına götürse de "Devam'' dedi. "Bu tür itmelere VAR karışmaz" dediler ama Zorbay Küçük'e 12. hafta Rize-Trabzon maçında görev verdiler. Tesadüfe bakın son hafta G.Saray-Samsun maçında Nelsson önündeki Soner'i benzer şekilde iki elle itti. Bu kez VAR'daki Emre Kargın devreye girdi, penaltı için hakem Halil Umut Meler'i izlemeye çağırdı. Elit hakem izleyip penaltıyı verdi! Hani itmelere VAR karışmazdı! Bu işin doğrusu ne?
8. hafta G.Saray-Alanya maçı, hakem Mehmet Türkmen, Mertens'in dirseğini görmedi. Garip olan, VAR hakemi Yaşar Kemal Uğurlu da görmedi. Kırmızı kart kaynadı gitti. Pozisyon, seminerde görüntüye dahi getirilmedi. İlginçtir, her iki hakem hızla ve kesintisiz her hafta önemli maçlarda görev almaya devam ediyorlar.
7. hafta Kayseri-Beşiktaş maçı, aut atışı esnasında savunma oyuncusu topu eline alınca Beşiktaş lehine oluşan penaltıyı FIFA hakemi Atilla Karaoğlan vermedi "Devam'' dedi. MHK, "Bu pozisyonda penaltı olmaz'' diye hafta arası hakem ve gözlemcilere yazılı bildiri gönderdi. Aradan kısa bir süre geçti, olacak ya o da bizi buluyor işte, Şampiyonlar Ligi'nde Brugge-Aston Villa maçında neredeyse aynı eylem oldu. Alman hakem Tobias Stieler 50. dakikada Brugge lehine penaltıyı verdi. Tüm hakem ve gözlemcilerimizin kafası karıştı. Buradan çıkan vahim ve tehlikeli sonuç, böyle bir pozisyon UEFA ve FIFA maçlarında olursa penaltı, Türkiye'deki maçlarda olursa devam... MHK'dan hâlâ bu konuda resmi bir bilgilendirme ve açıklama gelmedi. Kural bilgisi ve yorumda sınıfta kaldılar. Bu şartlarda nasıl çağdaş, güncel ve vizyoner hakem yetiştireceğiz. VAR'ın çıtasını ve hakem kalitesini nasıl yükselteceğiz? Herkes kendine çekidüzen vermek ve toparlanmak zorunda. YETTİ GAYRİ...