Kayseri, 11 yıl sonra milli takımına kavuştu. Tribünler harikaydı. Kayseri'nin havası bile bu mevsim için maç oynamaya son derece elverişliydi. İlk 10 dakika büyük baskı yedik. Galler nefes aldırmadı. Sonrasında aynı baskıyı biz uyguladık, rakibi kendi yarı sahasına hapsettik. Çok da fırsat yakaladık. Kaleye çok şut çektik ama sonuç noktasında hedefi tutturamadık. İkinci yarıda daha baskın olacağımızı düşünmüştüm. Fakat tam iyileşmeden maça çıkan Hakan Çalhanoğlu'nun ikinci yarıya çıkamaması oyun düzenini de bozdu. Bu bölümde Galler topa daha çok sahip oldu, ceza sahamıza sık sık girdi. Allah'tan onlar da son vuruşlarda bizim kadar başarısızdı. Bir gerçek var ki Barış'ın forvet gibi oynaması takımın düzenini etkiliyor. Cezalı Kenan Yıldız'ı aradık. Çünkü Kenan bir forvet. Milli Takım'ın kim ne derse desin organik bir forvete ihtiyacı var. Dışardan yaptığımız vuruşlar karavanaydı. Ceza sahasında rakibi zorladık ama final yoktu. Kale önüne kadar gelip, bitirici vuruşu yapabilecek bir ismi aradık. Barış'ın yerine giren ve en son 22 Mart'ta milli formayı giyen Enes de derdimize derman olmadı. Fakat son anlarda penaltıyı bulduk. Hem de 89. dakikada. Biz son dakikaları çok severiz ama Kerem o kadar kötü bir penaltı attı ki, galibiyet avuçlarımızdan gitti. Oysa Kerem kariyerinin en parlak günlerini yaşıyordu. Kerem'in yerine daha iyi penaltı atacak isim Orkun'du. Çünkü Orkun'un duran toptaki başarı yüzdesi oldukça fazlaydı.. Hakan ikinci 45 dakikada olsaydı penaltıyı atardı hem de daha verimli olurduk. İsmail çok top kaybetti. Özetle bir şey kaybetmedik. Son maçı alır yine gruptan lider çıkarız. Umudumuz büyük.