Paris Olimpiyatları'nı geride bıraktık… Türkiye başarılı olamadı. Bunu madalya tablosu ortaya koyuyor. Altınımız yok. 10 bin 714 sporcu Paris'te mücadele etmiş.. 1043 madalya dağıtılmış.. Bunların içinde altın alamayan ender ülkelerden biri olduk, 64. sırayı aldık. Mesela Özbekistan 8, İran 3, Azerbaycan ve Cezayir 2, Gürcistan, Botsvana, Guatemala, İsrail, Pakistan, Dominika bile birer altın kazandı. Listede 54. sırada yer alan adını birçok kişinin bilmediği Saint Lucia, 1 altın 1 gümüş ile oyunları 2 madalya ile tamamlamış.
2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'nda 100 metrede altın, 200 metrede ise gümüş madalya kazanan Julien Alfred'e, ülkesi Saint Lucia'da görkemli bir karşılama yapıldı.
180 bin nüfuslu ülke Karayiplerde küçük antillerin bir parçası. 3 dalda 4 sporcu ile katıldıkları oyunlarda atletizm kadınlar 100 ve 200 metrede Julien Alfred ile madalyaları aldı. Örnekler çoğalabilir, biz kendimize bakalım. Sonuçtan nasıl ders almalıyız! Devletimiz Avrupa'da hiçbir ülkede olmadığı kadar olağanüstü tesis yatırımı yaptı. Federasyonlara maddi-manevi tüm yetkiyi verdi. Bütçe verdi. Yöneticilerin bu imkânları iyi değerlendirmedikleri ortada. Zaten önümüzde federasyonların seçimleri var. Başarılı ve başarısız olanlarla ilgili karar sandıkta verilir. Türkiye'nin bir değil, birden fazla altın sevinci yaşamaya hakkı var. Bunu da Tokyo Olimpiyatları'nda başarmıştık. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, federasyonlardan hesap sorulacağını açıklamıştı. Bunu yapmalı... Tabii ki büyük mücadele örneği gösterip ülkemize madalya kazandıran sporcularımızı canıgönülden tebrik ediyorum..
ARDA GÜLER'İN ŞANSI YÜKSEK
MBAPPE tranferi sonrasında Real Madrid'de elbet taşlar yerinden oynadı. Yeni düzende Arda Güler'in şansı ne olacak? Öncelikle Fransız starın gelişiyle Real Madrid, 4-3-1-2 dizilişinden 4-3- 3'e geçecek, bu da orta sahadan bir oyuncunun eksilmesi demek. Orta sahada Carlo Ancelotti'nin Arda'yı kenardan gelecek güç olarak düşündüğü belli ama İspanyol kulübünün sezonda 60+ maça çıkacağı bir sezonda ben Arda'nın en azından 20 maçta ilk 11'de başlayacağına inanıyorum.
MOURİNHO BÖYLE DEVAM EDERSE ENERJİSİ BİTER!
Geçen sezon futboldan çok saha dışında yaşanan gerilime tanıklık ettik… Futbola gönül verenler, bu spordan nefret etme boyutuna geldi. Sonuçta biri şampiyon olacaktı, G.Saray ipi göğüsledi. Yeni sezona daha umutlu başlarız diye hayaller kuruyorduk ama 'dakika bir gol bir' diye bir tabir vardır ya aynen o gerçekleşti. G.Saray ile F.Bahçe arasındaki çatışma birinci haftadan başladı. F.Bahçe'nin kariyerli hocası Mourinho, sahadaki sonuçları ve oyuncularının performanslarını bir kenara bırakıp, 2 sezon G.Saray'ı üst üste şampiyon yapan Okan Buruk'u hedef aldı. Belli ki kendisine rakip olarak önce onu görüyor. Şaşılacak bir durum da değil. Bir tarafta 10 yıldır şampiyon olamayan F.Bahçe, diğer yanda iki yıl üst üste Buruk'la şampiyon olan G.Saray. Mourinho, bu görevi isteyerek mi aldı yoksa ona bu misyon verildi mi? Çünkü açıklamalarına bakarsak, "Psikolojik savaşı ben yürüteceğim" diyor. Fakat buna devam ederse enerjisi tükenir, yıpranır. Saha sonuçları iyi olursa başka bir şey söylemeye gerek kalmaz.
BİR CEVAP VERİLECEKSE OKAN BURUK KONUŞUR
Mourinho, Okan Buruk'u hedef alırken ona ilk cevap İcardi'den geldi. Normalde çok konuşmayan, basın toplantılarına çıkmayan Arjantinli golcü, önceki gün idman öncesi medya mensuplarının sorularını yanıtladı. Onun da hedefinde Portekizli hoca vardı. Hatta şu cümlesi F.Bahçe'yi aşağılıyordu; "Mourinho gibi önemli bir hocanın bu kadar önemsiz bir konu (Okan Buruk'un çizgiyi 4 metre geçmesi ve kart görmemesi) hakkında konuşuyor olması enteresan. Büyük takımlardayken böyle bir şey yapmazdı." Bu cümle ile F.Bahçe'nin küçük bir takım olduğunu ifade etti. Tercüme doğruysa.. Mourinho'ya cevap verecekse konunun muhatabı olan Okan Buruk vermeli. Sonuç olarak kulüp yöneticilerinin, profesyonellerini uyarması gerekir. Daha ligin ilk haftasında bu kadar gerilime gerek yok. Kaos değil başarı ve iyi futbol istiyoruz.