Müthiş bir atmosferde ecel terleri döksek de kazanmak ve 16 yıl sonra gruptan çıkmak güzeldi. Türkiye'nin bu sevince, bu zafere ihtiyacı vardı. Maça da gelirsek;
1-Montella, ilk 2 maçta da ileri uçta sahaya sürdüğü Barış Alper Yılmaz'ı yine aynı şekilde oynattı. İkinci devrede sağa geçince müthiş deparlarıyla ve fizik kalitesiyle fark yarattı. Hakan'ın golünde de başrolü oynadı...
2-20. dakikada 10 kişi kalan rakip karşısında oyun kurmakta ve pozisyon bulmakta zorlandık. Bunda santrforsuzluğun eksikliği çok hissedildi. Kulübede İtalyan hoca uzun süre çözüm üretemedi.
3-Arda'nın büyük hatası az daha pahalıya mal olacaktı ancak Mert yaptığı kurtarışla takımı ayakta tuttu. Eksik rakibe net fırsat verilirken, aynı net pozisyonları bulmakta zorlandık. Arda Güler, zaman zaman çok bireysel oynadı.
4-İkinci yarıda hücum varyasyonu değişmezken Çekya'yı yine kenarlardan zorladık. Kaan'ın oyuna girmesi orta sahada pas kalitesini artırdı. Sonunda Hakan'ın klasıyla kilidi kırdık…
5-Rakip 11 kişiyken de eksikken de savunmada çok ciddi hatalar yapıldı. 3. maçta da durum değişmedi. Takım savunması yapmayı beceremiyoruz. Stoperlerimiz beklerle uyumsuz. Çekya rahatlıkla geçişler yapabildi.
6- Montella, tarihin en iyi jenerasyonlarından birinin başında. Sistem ve tercih hataları, bizi strese sokarken rakipleri cesaretlendiriyor. Bu kadar ecel terleri dökmemeliydik. Kazanırken de bardağın boş tarafını görmeliyiz..
7- Yediğimiz golde kaleci Mert'e faul vardı... Ama VAR enine boyuna baktı bulamadı. Haksız bir gol yedik.Türkiye'de bizim hakemleri çok ağır bir şekilde topa tutarken iyi düşünmeliyiz.