Transfer olayı öyle bir noktaya geldi ki taraftar beğenmiyorsa alınacak isme tepki koyuyor. Sosyal medya kulüp yönetimlerinin kâbusu mu?
LEVENT TÜZEMEN: Sosyal medya kullanıcıları, kulüplerin transferlerinde kız istemeye giden görücü gibi davranıyor. Beğenmedikleri oyuncular için hemen başlık açıp kara propaganda yapıyor, ısrarla alınması gereken oyuncuların isimlerini paylaşıyorlar. Yönetimler de maalesef bu baskılardan çok çabuk etkileniyor. Panik ve telaş yapıyor. Oysa kulüplerin transfer politikası olmalıdır. Alınacak isimler önceden tespit edilmelidir. Yumurta kapıya dayandığı zaman alelacele 'Dostlar alışverişte görsün' diye oyuncu alınmaz.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Sosyal medya zaten çok tehlikeli bir olay. Ben hiç takip etmem. Bu yüzden de huzurum hiç bozulmuyor. Kulüplerin maddi sıkıntıları var. Buna rağmen beklenenden de fazla paralar sarf ediliyor transfere. Büyük takımlar arasındaki rekabet nedeniyle doğal olarak hangi takımın taraftarı transferi az bulsa başlıyor eleştirmeye.
GÜRCAN BİLGİÇ: Hep konuştuğumuz 'teknik direktör takımları' kavramı, yerini 'ergenlerin seçtikleri' kadrosuna bıraktı. Takımın ihtiyacı olanı değil, futbolu oyunlardan yaşayanların seçtiklerine yoğunlaşıyorlar. Çünkü yöneticilerin büyük bölümü de aynı yerde yaşıyorlar futbolu. Halbuki tesisleri birkaç ay yaşamış, oranın atmosferinin farkında olan, analizlerin veya oyuncu verilerinin değerini bilen, bakış açışını da değiştirir. Sosyal medyada müthiş bir yorum kirliliği var. Ben de WhatsApp gruplarına üyeyim. Bakıyorum herkes bir-iki oyuncu üstünden maçı tartışıyor. Dedikodudan çıkıp, işin bilim kısmına geçmedikçe, böyle devam edecek. O yüzden "Kasım ayından sonrası yok" diyor, bu işten anlayanlar.
BÜLENT TİMURLENK: Minik evladınızı oyuncak mağazasına götürüp, o lüks otomobillerin mini kopyasına oturtup bir tur sürmesine izin verdikten sonra mağazadan bütçenizin izin verdiği, eliyle "Vınn" yapacağı küçük oyuncak araba alırsanız, o çocuk eve mutsuz döner ve hatta ağlar. Spor medyası büyük değişim içinde. Muhabirlik adı altında sosyal medyada takipçi sayısı, mesleğin itibarının ve çalıştıkları gazete ile TV'lerin kurumsal kimliğinin önünde görülüyor. Bu yüzden her kulüp için 100 futbolcu yazan isimler için "Geliyor, gelecek, gelmek üzere" diyenler, fırtınayı başlatıyor. Ortada bir sirk var. Duyumcusu ve fenomeniyle gerçek futbolseverlere "Transfer dönemi bitse de kurtulsak bunlardan" dedirtiyor.
LİGDE 'YENİLMEME MODU' AÇIKTI
Lig araya girdi. F.Bahçe zirveye kuruldu, Konya çıkışta. Tam olarak hazır olan ve keyif veren bir takım var mı? Yoksa hâlâ aynı nakarat mı: 'Daha hazır değiliz?'
TÜZEMEN: F.Bahçe, yeni transferleri oynatmanın ürününü alıyor. İsmail Kartal, Avrupa ve lig kulvarında tıpkı Jesus gibi geniş kadroyu kullanıyor. Bu adaletli tablo, F.Bahçe'nin seri galibiyetler yakalamasını sağladı. Okan Buruk ve öğrencileri, Avrupa'da ve ligde bir beraberlik aldı, kalan tüm maçlarını kazandı. Okan hoca, Avrupa'da üst üste en çok maç kazanan ilk Türk teknik direktör oldu. Beşiktaş ise stoperi aldığında Şenol hoca kadrosunu oturtacak.
ÜRÜNDÜL: 3 takımımız ön elemeleri geçip adlarını gruplara yazdırdı. Adana Demirspor kıl payı elendi, onları da kutlamak lazım. Yalnız bir gerçek varsa ligimizin futbol kalitesi kesinlikle iyi bir seviyede değil. Görüyoruz ki tempomuz onlara göre çok yetersiz. Norveç Ligi'nde dördüncü olan Molde'nin çok büyük fizik kondisyon farkıyla G.Saray'ı ne kadar zorladığını gördük. Önemli oyuncuları transfer etmek yeterli olmuyor. Onları iyi çalıştırmak, bir takım yan etkilere sığınmadan fizik güçlerini üst seviyeye çıkarmak lazım. Önemli isimleri alan G.Saray ve F.Bahçe'de tempo yeterli değil. Beşiktaş'n temposu daha yüksek.
BİLGİÇ: Takımlar yeni transferlerini henüz devreye sokamadı. Geçen sezonlardan farklı olmak, daha az hata yaparak, daha iyi olmak için yeni oyuncular getirdiler. F.Bahçe dışında yenilerini konuşturan henüz olmadı. İlk haftaların kriz yüklemesini aşmak kolay değil. Teknik adamlar 'yenilmeme' modunu açtılar. Emre Belözoğlu'nun istifası en iyi örnek. Üstelik kendini destekleyen başkana rağmen. Gaziantep'in hocası Erdal Güneş'in açıklamaları da mesaj taşıyor. F.Bahçe ve G.Saray ile oynadı ama "niye kazanamadın?" diye hesap soruyorlar kendisine. Karagümrük Başkanı Süleyman Hurma, A Spor'da, "Kasım'dan sonra birçok takım beyaz bayrak çeker" dedi. Haklı çıkacak.
TİMURLENK: İsmail Kartal teslim aldığı kadroyla 9 maçı da kazanırken milli araya rotasyon riski almadan gitmeyi tercih etti. Yakın takvimde bunu mutlaka değiştirecektir. İsmail Yüksek, şaşalı transferler sonrasında taraftarın güvenmediği bir isim. F.Bahçe'nin yerli rotasyonu rahat, lig için artı bir orta saha alabilir. Beşiktaş'ta Şenol Güneş'in bazı transferlerden rahatsızlık duyduğu ortada. Galatasaray orta saha transferini son güne bırakıp kaoslardan kaos beğendi. Kimi beklettiler, kimi beklediler ise bir strateji hatası vardı. Futbol olarak hiçbiri hazır değil, kayıpsız giden de F.Bahçe. Köprünün altından akacak sular daha ufukta görünmedi. Büyük harfli yorumlar yapmamak lazım.
ENİNDE SONUNDA BU ÜLKE KAZANIR!
A Milli Kadın Voleybol Takımımız, Avrupa şampiyonu oldu. Bu başarı için yorumunuz nedir?
TÜZEMEN: Sultanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında kalplerimizi fethetti. Milletler Ligi şampiyonluğundan sonra ilk kez bize Avrupa şampiyonluğunu yaşattılar, gurur verdiler. Sonsuz bir mutluluk içine bizleri soktular. Sultanlar'a yürekli oyunlarından, ortaya koydukları mücadeleden dolayı alkışlarımı gönderiyorum. Bu başarının temelinde yer alan Federasyon Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ve yönetimini, Santarelli ve ekibini kutluyorum.
ÜRÜNDÜL: Gerçekten inanılmaz büyük bir başarı. Öncelikle tüm voleybolcularımızı, koçu, Federasyon Başkanımızı ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Ben her zaman sistemden yana bir yazarım. Bu da işte belli bir sistemi oturtmanın sonunda gelen bir zafer. Hiç kolay değil. Ayrı ayrı kıtalarda maçlar oynayacaksın, yaz dönemi içine girecek, Milletler Ligi'ni kazanacak sonra da gelip yarı finalde son Avrupa şampiyonunu, finalde de son dünya şampiyonunu yenip kupaya ulaşacaksın. Fazla söze gerek yok, helal olsun.
BİLGİÇ: Milli Marşımız çalınırken, Sultanlar'ın yüz ifadesine dikkat etsinler. Nasıl bir gurur ve isyan olduğunu görürsünüz. Duvarları yıktılar o maçla. İlk kez takım bazında Avrupa şampiyonluğu kazandık. Yardımlaşmaları, birbirlerine sarılmaları, teknik adamın rakibi iyi okuması. Gecenin hikâyesi çok uzun aslında. Bir tarih yazıldı.
TİMURLENK: Başta futbol olmak üzere birçok spor dalında yıllardır sadece konuşulan ama icraatı eksik kalan altyapı problemini çözmüş, başkanından idari yöneticisine, teknik ekibinden bütün sporcularına muhteşem bir başarı öyküsü olan kadın voleybolumuz "Doğruları yaparsan, bu ülkenin insan kaynağına güvenelim, eninde sonunda başarırız" dedirtti. Karşımızda önce ekol olan İtalya vardı yarı finalde, unutulmaz bir maçtı. Sırbistan nüfusu az ama spor yapanı çok, spor kültürü olan bir ülke. Bu tarihi başarı için ter döken, emek harcayan voleybolumuzun kahramanları önünde saygıyla eğiliyorum, helal olsun!