Beşiktaş kötü oynadığı bir maçı kaybetti.
Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Herkesin hemfikir olduğu bir konu var biliyorsunuz: Bu ligin en iyi futbolunu Beşiktaş oynuyor.
İşte bu herkesin yere göğe sığdıramadığı Beşiktaş'ta dün oyuncuların ne disiplini vardı ne de maç konsantrasyonu...
Gelin karşılaşmaya şimdi birkaç madde ile bakalım:
1- Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) rest çekerek Halil Umut Meler'i üst üste ikinci defa Beşiktaş maçına ataması, siyah-beyazlı ekipte stres yaratmış. Bunu özellikle Sergen Yalçın çok ciddi bir şekilde yaşadı.
Beşiktaş'ın ne olursa olsun bu atamayı kafasına çok takmaması lazımdı.
Meler genelde iyi maç yönetse de Beşiktaş aleyhine kararlar verdi.
Kasımpaşa 10 kişi kalmalıydı.
2- Aboubakar yüzde 99 değil, yüzde 100 arandı.
Larin, Aboubakar'ın çeyreği olamıyor. Aboubakar'ın etkinliği, yaratıcılığı, nokta atışlarını Beşiktaş aradı.
Larin'in kaçırdığı pozisyonları, Aboubakar gol yapardı.
Larin bu takımın golcüsü olamaz.
3- Necip-Rosier ikilisi ne savunma yapabildiler ne de hücum. Bu iki futbolcu gecenin en kötü isimleriydi.
4- Ghezzal aranan başka bir futbolcuydu.
Kimse onun gibi adrese teslim top atamadı. Aboubakar-Ghezzal ikilisi birkaç maç oynamasa Beşiktaş liderlikten bile olur.
5- Lider olmak, zirvede kalmak zordur.
Arkanızdaki takımlar kaybetse de geriye düşseler de rehavete kapılmamak lazım.
İşte dün Kasımpaşa karşısında sahadaki 11 futbolcu ve Sergen Yalçın bunun bilincinde değildi. Herkes kafasına göre oynadı. Taktik maktik yoktu.
Yalçın'ın kadro tercihi de doğru değildi.
Bu bir yol kazasıdır. Beşiktaş'ın saha dışındaki TFF ve MHK'ye yönelik yapacağı eylemlerin, sahadaki oyuncuların psikolojisine etki etmemesi için özel çaba göstermesi lazım. Yoksa duygusallık sizi şampiyonluktan edebilir.