Galatasaray 20 yıl sonra tarih yazarken, Fenerbahçe ise Ali Koç dönemindeki trajedilerine bir yenisini ekledi. Sarı-kırmızılı takım bir kriz yaşadı. Arda Turan olayı belki de Galatasaray'ın şahlanışı oldu!. Başkan Mustafa Cengiz ile Fatih Terim arasındaki soğuk rüzgârlar karşılıklı tatlı söylemlerle yerini 7 maçlık müthiş seriye bıraktı. Terim'in tecrübesi ve soğukkanlılığı, Aslan'ı adeta küllerinden doğurdu.
Galatasaray bunları yaşarken ders veriyordu adeta... Peki Fenerbahçe ne yaptı? Başkan Ali Koç sürekli sağa sola saldırdı. Her demecinde bir hedef vardı. Bu sözleriyle taraftarını motive ettiğini sanıyordu. Bırakın motive etmeyi takımın ruh halini bozdu... Ali Koç konuştukça taraftar gerildi, takım gerildi, Ersun Yanal gerildi. Sonuç: Kocaman bir hüsran... Büyük vaatlerle göreve gelip büyük hayal kırıklığı yaratan Ali Koç ve yönetimi, tarihin yapraklarına geçen dün geceki maç için bedeli de ödemelidir. Tek suçlu Ersun Yanal değildir... Faturayı ona kesmek kolaycılıktır. Milyonlarca Fenerbahçe taraftarı maç sonu isyan edip içi acıyla yanarken yönetim, "Benim suçum yok. Ne yapayım TFF suçlu, medya suçlu" diyemez. Zaten dese de bu lafların hiçbir anlamı yok.
Galatasaray, Florya'da dersini çalışmış, Kadıköy'e gelmiş. İstediği gibi oynadı, ayakta kaldı. Rahat rahat pozisyona girdi. Çok gol kaçırdı Galatasaray...
Maç 3-1 bitti ama tarihi bir fark da olabilirdi. Açıkçası Ersun Yanal ile Fatih Terim arasındaki kalite farkı da ortaya çıkınca, sonuç Galatasaray lehine oldu... Galatasaray şampiyonluk için en favori takım durumuna gelirken, Fenerbahçe ise havlu attı. Hem yönetimiyle hem teknik kadrosuyla...