Çalkantılı günlerin ardından Fenerbahçe'de taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamış.. Maçtan önce Dick Advocaat'a şu soru soruluyordu: "Oyuncularınız istediğiniz seviyeye geldi mi?" Hollandalı teknik adam da bu soruya, "Bunun yanıtını maçtan sonra vereceğim" diyordu. Maç sonuna gerek kalmadan cevabı takım sahada verdi ve Fenerbahçe sezonun en iyi maçlarından birini oynadı. Herhalde Hollandalı teknik adam da takımına 10 üzerinden 10 puan vermiştir. Bir kere tüm takım kazanmayı istiyordu, hırslıydı, coşkuluydu ve mücadele ediyordu. Zaten elini ayağını tribünlerden çeken Fenerbahçe taraftarının en çok istediği şey de bu coşku, savaş ve hırs değil miydi? Bunları oyunun büyük bölümünde yaptılar.. İkinci yarının 60 ve 75 dakikası arasında konuk takım, 15 dakika bizleri heyecanlandırdı, itiraf edelim korkuttu!. Özellikle Bilal'ın girmesiyle... Fakat 75. dakikadan sonra yine Fenerbahçe dümenin başına geçti. Hele son dakikalarda yine müthiş oynadı, fırsatlar bile kaçırdı. Tüm ikili mücadeleleri Fenerbahçe kazandı. Şu Pereira'nın taraftara vaat ettiği takım vardı ya dün gece sahadaydı kısacası!.. Fenerbahçe oyununu hep önde kurmaya çalıştı. Ozan'ın cesareti, Emenike'nin isteği, Lens'in bitmeyen enerjisi ve çalımları, Josef de Souza'nın savaşçılığı sarılacivertli takımı bir gömlek daha yukarı çıkardı. Bu görüntü böyle devam ederse, her kulvarda yarışına sonuna kadar devam eder... Hoca ve futbolcular sahada işlerini her yönüyle yapıyor, artık sıra taraftarda... Takımınıza sahip çıkın..