Fenerbahçe'nin 1-0'lık galibiyetleri çok konuşuluyor ancak yakın döneme bakarsak görürüz ki savunmanın sağlam olması şampiyonluk yolunda çok önemli bir faktör. 4-3'lük bir galibiyettense düzenli olarak 1-0 kazanabilmek sizin başarıya ulaşma şansınızı artırır. Fenerbahçe de bunu iyi yapıyor. Öne geçtiği maçı bağlayabilmek, rakibe dönüş izni vermemek en az güzel paslaşmalarla atılmış organize bir gol kadar mühim.
Kaldı ki Fenerbahçe aslında maçı 1-0 kazandı ama birçok pozisyonu da heba etti. Yani bu maçın skoru 1-0 değil 4-0, 5-0 bile olabilirdi. Koca ilk yarıyı Gençlerbirliği kabuğunda geçirdi. Fenerbahçe de bulduğu bir gol dışında ofansif olarak pek etkin değildi. İkinci yarıda ise tablo farklıydı. Özellikle 60 ila 70'inci dakikalar arasında Fenerbahçe çok çok net fırsatlar yakaladı. Ama bunları gol yapıp taraftarına şöyle rahat bir maç izlettiremedi. Sarı lacivertli takım bu kadar gol kaçırırken, Gençlerbirliği beraberliği bulacak skor için pozisyon üretemedi. Şunun da altını çizmeliyiz Fenerbahçe, takım halinde topun arkasına koştu, savunma güvenliğini hiç bozmadı ve rakibine boş alan bırakmadığı için fırsat da tanımadı. Zaten Gençlerbirliği'nin ne gol atacak ne de pozisyona girecek hali vardı..
Sürekli teknik adam rotasyonuna uğrayan, bir hedefi olmayan, istikrarın 'i' sini bile kavuşamayan Başkent kulübünün bu halde olmasına da şaşırmamak lazım zaten. İlhan Cavcav başkan 38 yıllık bir tecrübe ancak bu tecrübe, teknik adamlara bakış açısının doğru olduğu anlamına gelmiyor.
Neticede Fenerbahçe ligdeki hedefine emin adımlarla yürüyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar yerine gelecek teknik adam için papatya falları açılan Vitor Pereira da gösterdiği duruşla kendisini ispatladı. Yoğun eleştirilere rağmen ayakta kalıp direnebilmek, cesur olmak şampiyon bir teknik adama has bir özelliktir. Pereira, dik duruşu ile ilk yarıyı göremez diyenlere de herhalde en güzel yanıtı vermiş oldu.