Galatasaray, birçok sıkıntısına rağmen zorlu bir yarış sonrası şampiyon olarak 4. yıldızını aldı. Öncelikle bunun için tüm Galatasaray camiasını tebrik ederiz. Zaferde büyük pay sahibi olan isimlerden Melo ise önceki gün televizyonlara verdiği özel röportajda açtı ağzını, yumdu gözünü.. Melo'nun öyle içi dolmuş, öyle hırslanmış ki röportajın başından sonuna kadar herkese salladı. O kadar sinirliydi ki yanındaki tercüman bile kimi zaman ne yapacağını şaşırdı. Hatta konuyu yıllar öncesine götürüp Emre ile Zokora arasındaki ırkçılık davasına bile getirdi. O da yetmedi, daha önce iki maçta elini sıkmadığı TFF Başkanı Yıldırım Demirören için de, "Benden özür dilesin o zaman elini sıkarım" dedi.
Sen sahaya çıkmışsın, cengaver gibi top oynamışsın. "Sezonu kapattı" dedirtecek kadar ağır bir bel fıtığı ameliyatından sonra beklenenden çok önce dönüp takıma büyük katkı vermişsin. Futbolseverlerin bir kısmı belki hal ve hareketleri dolayısıyla Melo'yu sevmez ama hemen hepsi takımına duyduğu aidiyete, yaptığı bu büyük fedakarlıklara saygı duyar. Üstelik bu dönüş de karşılığını almış, Galatasaray tüm zorluklara rağmen büyük bir başarı kazanmış.. Herkes mutlu bu sevinci yaşarken, bu kadar sert agresif ve itici açıklamalar yapmanın gereği nedir? Gerilim yaratmak kime ne fayda sağlar?
Önümüzde bir Türkiye Kupası finali var ve Pazar günü de Galatasaray şampiyonluk kupasını alacak. 15 yıl sonra ilk kez duble yapma fırsatı kapıda.. Bu söylemler en başta Galatasaray'a zarar veriyor. Saha içindeki hırsı çoğu zaman takımını ateşliyor olabilir, agresif olması bir noktaya kadar anlaşılır ama bunu saha dışına taşımanın hiçbir manası yok. Öylesine hırslanmış ki tercüman Mert onun hızına yetişmekte zorlandı. Eminim ki Melo'nun bu açıklamaları Galatasaray'ın yeni başkanı Dursun Özbek'i de rahatsız etmiştir. Başkan mutlaka gereğini yapacaktır.. Bir oyuncu ile TFF'nin patronu arasında adeta bir kan davasına dönen olayın sonuçlanması lazımdır. Yoksa bu durum Melo'ya da Dursun Özbek'e de Galatasaray'a da zarar verir..