Futbol böyle bir şey... Her an her şey değişiyor.. Maçın iki kader anı vardı.. Biri verilmeyen golümüz diğeri ise uzatma dakikalarında yediğimiz gol.. Top tam olarak çizgiyi geçmediği halde, Belarus'lu hakemler 'körebe' oynadı ve tertemiz gol gümbürtüye gitti. Oysa skor 1-1 olacak, maçtaki bütün senaryo lehimize değişecekti. Fırtına da ümitlerini Avni Aker'e taşıyacaktı...
1-0 da bizim için bir şanstı ama işte dedik ya futbol böyle bir şey. Uzatma dakikalarında gelen talihsiz bir gol her şeyi alt üst etti, moralleri bozdu. 2-0'lık skor, özellikle bir İtalyan takımı için bulunmaz nimet... Tabii ki pes ettik demiyoruz ama gerçekçi de olmak lazım.

İKİNCİ YARI ATEŞLERİ DÜŞTÜ
İlk yarıda Juventus şanssız, Onur Kıvrak gününde olmasa çok farklı bir skor ile karşı karşıya gelebilirdik. İtalyan ekibi sağ kanadı da sol kanadı da çok iyi kullandı. Çoğu kişi gibi ben de "Acaba ikinci yarıda Juventus farka mı gider" diye düşündüm. Ama yanıldım. İkinci yarı, Trabzon'un cesareti, yerleşik üçlü defanstan mahrum oynayan Juventus'un ateşini düşürdü. Oyunu dengeledik, hatta zaman zaman üstün oynadık. Çok net fırsatlar da yakaladık. Final paslarında fazla heyecan yaptık, becerikli ve soğukkanlı olamadık. Uzatmalarda ise maçın bittiğini zannedince bireysel bir hatadan harika çocuk Pogba cezayı kesti. En ufak bir hata umutlarınızı azaltıyor işte..
Bir gerçek var ki ligdeki Trabzonspor ile Avrupa'daki Trabzonspor arasında büyük fark var. Trabzon'da ne olur?.. Futbol bu... Her şey olabilir. İyi bir seyirci, şanslı bir gün ve tüm avantajları rakibe vermeyecek adil bir hakem olursa, neden olmasın?