Şok bir başlangıç. Kendi sahanızdaki maçta ilk 9 dakikalık bölümde kalenizde gördüğünüz iki gol. Birinci ve ikinci golleri, bırakın Süper Lig'de kendi aranızda yaptığınız maçta bile yeme şansınız yok. Birinci gol de bana göre Türkiye'ye gelen en yetenekli oyunculardan Maxim'in bireysel yeteneğiyle gerçekleşti. İkinci gol ise savunmada rakipten daha fazla olduğunuz bir anda, halı sahada yenilecek bir gol. 2-0'dan sonra ise orta alan oyuncularının performanslarıyla rakibi baskı altına tutan bir Trabzonspor vardı..
Siopis'in orta alandaki mücadele gücü, Bakasetas ve Hamsik'in önde pas trafiğini gerçekleştirdikleri süreçlerde, atak girişimi sayısal anlamda çok fazla. Dönen topları alan bir yapı ortaya çıktı... Ardından Hamsik'in getirdiği topta Bakasetas'ın asisti ve Trezeguet ile Trabzonspor'un golü geldi. 2-1'den sonra ise yine Gaziantep'in oyunu kendi alanında kabul ettiği ve çıkarken kaptırdığı toplar var. Hücum girişimleri de etkili olmaktan çok uzak. Bunun ardından Trezeguet'nin getirdiği topta kazanılan penaltıdan sonra ise 2-2'lik sonuç oluştu. 2-0'dan, 2-2'ye getirmek bir büyük takım olma refleksi.
2. yarı oyuncu değişiklikleri yapıldı ama ilk yarıya göre rakip alanda kalma ve ceza sahası içinde topla buluşma süreleri istenilen düzeyde olmadı. En önemli sorunlardan biri, savunmanın iki kenarından ofansif anlamda yetersizlikler var. Bir de hâlâ öndeki oyuncular, organizasyon ve final pasında istenilen düzeyde değiller. Bu mücadelenin, orta alandaki oyuncaların performansı ile 3 puan alınan bir maç olarak yorumlanması gerekmekte.