İlk yarı maç başlangıcıyla birlikte oyunu kendi alanında çok adamla kabul etti Kayserispor ama hücumda hiçbir etkinlikleri yoktu. Çok adamlı savunma anlayışı içerisinde olan rakibine karşı Trabzonspor organize olamadı. Bütün hücum girişimlerini çok adamlı merkezden yapma yanlışlığı içerisindeydiler. Elinizde Cornelius gibi bir oyuncu varsa kenarlardan getireceğiniz toplar büyük önem taşır. İlk yarıda ne sağda Visca- Peres ne de solda Puchacz- Kouassi ikili oyunlarla rakibi eksiltecek yeterlilikte olamadılar. Bu yüzden Cornelius ileride yalnız kaldı. Bir de kapanan takımlara karşı uzaktan atacağınız şutlar var. Bakasetas'ın şutundan başka bir şut girişimi yoktu
İkinci yarının ortalarından sonra ise yapılan oyuncu değişiklikleri, özellikle önde oyunu çözen Nwakaeme'nin oyuna girmesiyle daha etkin ve rakibi zorlayan hücum organizasyonları ortaya çıktı. Nwakaeme'nin mükemmel pası, Cornelius'un soğukkanlılığı ve vuruşuyla gol geldi... Kupanın ilk ayağında avantajlı bir skor. Ama bu maçta gördüğümüz bir başka gerçek var ki (uzun lig maratonunda iniş-çıkışlar doğaldır) Trabzonspor ritmini kaybeden bir yapı içerisinde. Gerek takım performansı gerekse oyuncu performansları istenilen düzeyde değil. Bunda en büyük etken bana göre yapılmaması gereken rotasyonlar... Özellikle temposuz bir oyun ve de rakibe baskı yapmaları gerektiğinde sezonun ilk yarısında gördüğümüz birliktelikten yoksun. Her şeye karşın Süper Lig'de kalan 5 maçta kendilerine şampiyonluğu getirecek puanları ve de Türkiye Kupası'ndaki hedefe ulaşabilecek bir yapıya sahip oldukları gerçeği de var.