Bir hakem bir maçı nasıl katleder herhalde dünkü maç buna bir örnektir. Yıllardır aynı filmi izlemekteyiz. "Hakemler hakkında konuşmayalım, hakemler de bir insan ve art niyetli değiller" söylemleri herkes tarafından gündemde. Dünkü hakem kesinlikle art niyetli.
Çünkü art niyetli olmayan bir hakem, Marko Marin'e Sabri tarafından ceza alanı içinde yapılan müdahaleye kesinlikle penaltı verir. Özer'in ikinci sarı karttan dışarı atıldığı pozisyonda, hareketin kendi önünde topa müdahalesini gördüğü halde ikinci sarı kartla Özer'i dışarı atmaz ve maçın 88. dakikasında Cavanda'nın Umut ile girdiği ikili mücadelede penaltı olmayan pozisyonda da penaltı vermez. Özellikle Erkan Zengin'in attığı (kazanılan penaltı, penaltı değil) penaltı golünden sonra bütün tercih haklarını Galatasaray lehine kullanmaz.
Bu maçı gördükten sonra bir gerçeği daha anladım. Hakemlik camiasında kimse kusura bakmasın değişen ne yazık ki hiçbir şey yok. Gücü olanın, lobisi olanın diğer takımlar üstünde büyük bir baskı gerçeği var. Güçlü olanın haksız bile olsa, haklı çıktığı bir ortam herkesçe biliniyor. Ve de ne yazık ki yıllardır sürüp gidiyor. Birilerinin çıkıp, 'Kral çıplak' demesinin vakti geldi. Ve hatta geçiyor... Bugün gelinen noktada artık kimse hakemlere güvenmiyor. Bu de her maçtan sonra teknik adam ve oyucuların maç sonu açıklamalarında net görünüyor.
Maçı yazmak dünkü hakemi gördükten sonra içimden gelmiyor. Çünkü bu takım sezon başından beri ne yazık ki hep hakem hatalarının kurbanı oldu. Anımsanacağı gibi lige çok iyi bir başlangıç yapan Trabzonspor vardı. Ta ki kendi sahasında Avni Aker'de Galatasaray maçında hakem Cüneyt Çakır, ceza alanı içinde Denayer'in eliyle topa müdahalesini es geçene kadar. Böyle bir ortamda maç yorumu yapmak bana biraz anlamsız geliyor.