Avrupa'da ve Süper Lig'de, iki kulvarda mücadele eden takımlarımız milli araya kadar yıpratıcı bir süreçten geçtiler. Beşiktaş özelinde ise Frankfurt yenilgisi sonrası Gaziantep deplasmanında maç oynamak ayrı bir zorluk derecesine sahipti. Her Avrupa maçı sonrası deplasman yolunu tutmak evinde oynayan rakiplerine göre daha az dinlenmek ya da daha çok yorulmak demek! Beşiktaş, Gaziantep deplasmanında sahaya çıktığında Frankfurt gibi genç ve dinamik bir takım karşısında yaşanan yıpranmışlığın etkisi hissedildi. Paulista'nın 21'de sakatlanıp çıkması, İmmobile'nin kendi hikâyesini yazdığı penaltı golüne rağmen 67'de çıkması bu yorgunluğun izlerini taşıyordu. Gaziantep dakikalar ilerledikçe Beşiktaş kalesine daha çok ve net gelmeye başladı. Okereke'nin karşı karşıya yakaladığı pozisyondaki şutu Mert çıkarmasa ev sahibi aradığı gole çok daha erken ulaşabilirdi. Muçi'nin solda yine etkili olamadığı oyunda GİO, umarım Semih'i 11 oynatmama konusunda Montella takıntısına düşmemiştir! Beşiktaş, kanatlarında en verimli maçlarını bize göre Semih ve Rashica ile oynadı. Onlar olmayınca ya da olamayınca kanatlardan biri kırık kalıyor. Maxim'in 90+5'te gelen beraberlik golü Gaziantep'in hak ettiği oyunun sonucuydu… Günün sorusu şu: Ajax'a kadar tıkır tıkır giden Beşiktaş'ın kazanan kadrosu ve ritmi niye bozuldu?