İsmail Yüksek'in iyileşmesi ve 11'de başlaması; A Milli Takımımız'daki direnç ve hız eksikliği sarmalını aştıran, domino etkisine yol açan güzel bir dokunuşa döndü. İsmail ve yanında Salih daha geride orta sahayı kontrol ederken kaptan Hakan Çalhanoğlu ileride giydiği 10 numaralı bölgede oynadı ve muhteşem bir gol attı. İsmail oyunda olunca hem Hakan Çalhanoğlu'nun hem de bütün takımın daha konforlu bir oyun oynadığını 1 yıldır ısrarla söylüyoruz. Güçlü ve uzun Çekya'nın en iyi oyuncularından Barak'ın ikinci sarıdan kırmızı görüp takımını 20. dakikada 10 kişi bırakmasının da payı var. Hakemin takdir haklarıyla bu eksiği dengeleme hissi verdiği maçta İsmail'in oyundan çıktıktan hemen sonra Mert'in pozisyon hatasıyla golün yenmesi güzel akşamın ironisiydi. Çekya, Tomas Soucek'in attığı gol ve Gürcistan-Portekiz maçından gelen haberlerle iyice ateşlendi. Ancak Millilerimiz bu isyana hem fizik olarak hem de mental anlamda karşılık verdi. Montella'nın oyuncu değişikliklerinde orta sahayı diri tutma gayreti hissedildi ve yerindeydi. Ancak beni şaşırtan, İtalyan hocanın Arda ve Kenan'ı çıkartırken Kerem ve golcü Cenk Tosun'u almasıydı. Neredeyse bütün ülkenin Barış'a önde yıpranıyor, sağda coşuyor, bu takıma topu tutacak ve gol atacak santrfor lazım dediğini duymuş olacak ki değişikliği yaptı. Ve Cenk Tosun, ne kendine güvenenleri ne de formayı vereni attığı muhteşem golle mahcup etmedi. Gruptan çıkmanın haklı gururunu yaşarken Cenk'in golden sonraki gözyaşları ve bütün ekibin alın teriyle değer kazandı. Tebrikler Bizim Çocuklar, Avusturya karşısında yolun açık olsun Türkiyem…