Futbolda temel bir kural var. Maç kazanabilirsiniz, maç kaybedebilirsiniz ancak kötü mücadele edemezsiniz… Dün Club Brugge maçını izlerken futbolcular ruhunu Ümraniye'de unutup stada gelmiş duygusu oluştu. Ne hırs vardı, ne de mücadele. Bırakın rakibe tekme atmayı, topa kafa, formayı ıslatan futbolcu sayısı 2-3'ü geçti mi emin değilim. Kadro mühendisliğinin yanlış olduğunu, kadronun vasat bırakıldığını defalarca yazdık. Ancak daha vahimi bu takımda Brugge maçı öncesi bu kadar sakat nasıl oldu? Bu sakatlıkların sorumlusu kim? Rıza Çalımbay maçtan önce kendilerinden önce yanlış yüklemelere de dikkat çekmişti. Beşiktaş'ı rehabilitasyon merkezine çevirirseniz, stajyer hocalara, stajyer sportif direktörlere takımı verirseniz işte bu acı tabloyla karşılaşırsınız.
Beşiktaş iyi mücadele etse 4. dakikadaki ilk golden sonra reaksiyon gösterse farklı yenilgi gelmeyebilirdi. Ama sahada istisnasız bütün futbolcular görevlerini iyi yapmadılar. Teslim bayrağını çekmiş gibiydiler.
3 Aralık'ta seçim var. İki başkan adayı takımı toparlamaktan bahsederken 3-4 takviyeden söz ediyor. Bu takım ruhen de fiziken de enkaz haline dönüşmüş. Bundan daha fazlasını yapmaları gerekiyor. Asıl mesele ateşten gömleği giymek değil, 16 ay taşımak… Kolay gelsin.