Beşiktaş'ın Konya deplasmanında en çok dikkatimi çeken, en hareketli görüntüler Burak Yılmaz'ın kulübedeki hırslı haliydi. Aboubakar'ın golden sonra Burak hocaya koşup sarılmasını bir kenara bırakıyorum, her giriş ve çıkışta, her pozisyonda sahada oynar gibi yüksek bir performans sergilemesi görülmeyecek gibi değildi! Bunda Beşiktaş'ın, liderin 8 puan gerisinde kalmasının getirdiği ağır eleştirilerin etkisi de olabilir ya da son maçta Güneş-Salih görüntülerinin. Veya 'Siyah-beyazlı takım özellikle başta yabancılar, uyumlu bir ekip olma konusunda koordinasyon sıkıntıları var. Burak Yılmaz'ın da antrenör olarak tecrübesizliğinin payı var!' şeklinde son günlerde konuşulan eleştirilerin de etkisi olabilir… Konunun ana teması Burak hocanın kulübedeki hırsı değil. Sorun, bütün takım aynı hırsı, reaksiyonu gösterdiğinde kendiliğinden çözülecek. Futbolcular Burak Yılmaz kadar her maç hırs yapsın, Beşiktaş maç kaybetmez.
Rotasyona rağmen siyahbeyazlı takım neredeyse ilk yarıyı net pozisyonsuz geçerken Konyaspor'un kendi kalesine attığı golle maçın kaderi değişti.
Konya'nın penaltı beklediği pozisyon ve devamında Oğulcan'ın kırmızı kartı, ikinci kırılma anıydı. Aboubakar'ın eline çarpan topta, orta hakem ve VAR, geriye çekme hamlesiyle eli doğal pozisyonunda değerlendirerek penaltıyı vermedi. Verseydi skora direkt etki edebilirdi. Aboubakar'ın attığı jeneriklik gol ve alınan galibiyet, Beşiktaş'a üç puandan fazlasını getirdi. Gollerden sonraki büyük sevinç görüntüleri de bunun açık ispatıydı.