Galatasaray, Dolmabahçe'deki büyük derbiyi galibiyetle kapatsa manşetlere adını "Galatasaray Şampi…" diye yazdırırdı. Beşiktaş planları bozdu, sayfaları bozdu, ligi karıştırarak yeni bir heyecan dalgası oluşturdu. İstanbulspor beraberliğiyle şampiyonluk yolunda karamsar bir ruh haline bürünen Fenerbahçe'ye umut oldu. G.Saray hâlâ favori ancak hiçbir şey eskisi kadar kolay olmayacak. Daha çok stres ve daha farklı gerilim yaşayacakları kesin.
Beşiktaş'ın hedefi 80 puan toplayıp rakiplerinin puan kaybetmesini beklemek. Bunda da haklılık var. Düne kadar hayal diyenler Şenol Güneş'le hayallerin gerçeğe biraz daha yaklaştığını idrak edebilir. "Şenol Güneş erken gelse Beşiktaş şampiyondu" diyenleri duyuyorum ve hatırlatayım, sezon başında "Büyük takım ve büyük hedefler için Valerien İsmael'le olmaz" diyenlerin başındayım.
Umudun olduğu yerde başarı ihtimali vardır, olmadığı yerde zaten yoktur. Bunun mimarı da Güneş'tir. Sahanın içine dönersek Gedson sahanın yıldızıydı. Redmond, Rosier, Saiss, Cenk, Aboubakar dahil bütün takım zafere giden yolda katkı sağladı. G.Saray'ın ilk 25 dakikadaki oyunu domine etmesi ve Rashica-İcardi patentli erken golüne rağmen ayakta kalması galibiyet kadar değerli. 1-0 yenilgiden 3-1'e dönmek Güneş takımlarının tanıdık özelliği. Saiss'in golü, ilk yarıda vasat oynayan Amir'in ve Aboubakar'ın golleri bir şey gösteriyor. Güçlü ve sorumluluğun paylaşıldığı takım, oyunu her zaman kazanır. Şenol Güneş'in Beşiktaş'ı ligi karıştırdı ancak tribünlerden 'Şampiyon Beşiktaş ve Şenol Güneş' tezahüratları birlikte yükseldi.