Fenerbahçe ve Galatasaray'ın başlangıcında favori gösterildiği bir sezonu Beşiktaş'ın çifte kupayla kapatması tarihi bir bir olay. Üstelik bir sezonda üç kupa almaya, Süper Kupa'yı da müzesine götürmeye aday… Beşiktaş, Antalya karşısında Ziraat Türkiye Kupası'nı, Süper Lig şampiyonluğu gibi İzmir Gürsel Aksel Stadı'nda aldı. Kolay değil 3 gün önce Süper Lig şampiyonu olup, ciddi bir duygu dalgalanması yaşamasına rağmen Antalya karşısında hiçbir motivasyon kaybı yaşamadı.
Siyah-beyazlı kulüp ve Sergen Yalçın kupayı hiç ötelemedi, tam tersine önemsedi. Bu duygu onu finale, dün de kupaya ulaştırdı.
Taraftarına çifte kupa ile adeta çifte bayram yaşattı.
Dün sadece ilk yarı golleri atan Josef de Souza ve Rosier değil bütün takım final yükünü paylaştı.
Ligde son 1-2 hafta hariç oyun formatı daha çok kontrollü oyun ve beraberlik üzerine kurulu olan Antalyaspor, bu gollere, oyun geliştirmekte ve cevap vermekte zorlandı. Ersun Yanal'ın talebelerinden yorgun ve doygun Beşiktaş'a karşı daha sert ve etkili mücadele bekliyordum. Ancak sahada göremedim.
Antalya seyircisinin bir açık-bir kapalı durumdan dolayı oluşan seyirci dengesizliği nedeniyle maç boyunca "eşitlik vurgusuyla" tepkileri ve protokolde de hissedilen gerginlikler vardı.
İki kupa tek şampiyon Beşiktaş'ın bu muazzam başarısını daha değerli kılan iki olay vardı...
Neredeyse 1.5 takımla, 1.5 katı daha büyük bütçeli rakiplerine karşı gösterdikleri başarı. Üstelik güçlü oyun üstünlüğü ve "hak etti" alkışlarının arasında.
Helal olsun Sergen Yalçın ve takımı. Tebrikler çift kupalı Beşiktaş….