Beşiktaş, Çaykur Rize maçının ilk 45 dakikasında son iki maçına göre çok daha tempolu ve etkili bir oyun ortaya koydu. Ancak ilk devre bittiğinde skor tabelası Oğulcan'ın ayağından 1-0'la Rize'nin önde olduğunu gösterdi. Bunun nedeni sahada verilen mücadeleyi, gayreti ve ceza alanı çevresindeki baskısını sonlandırıp taçlandıracak bir golcünün olmamasıydı. Güven, iyi niyetli, gayretli ancak etkisizdi. Burak Yılmaz olsa Beşiktaş ilk yarıdaki üstün oyununu skor üstünlüğüne çevirebilirdi. Burak Yılmaz'ın 2-3 hafta sonra tam hazır bir şekilde dönmesi bekleniyor. Ancak Beşiktaş bu süreyi onsuz nasıl getirir o net değil. Yönetimin onun yokluğunu dolduracak ismi getirmesi bir iki güne netlik kazanır. Taraftar Aboubakar'ı istiyor. Ancak dizindeki riskleriyle birlikte yönetim için zor bir karar olduğunu kabul etmeliyiz. Burak'ın yokluğunu hissedip maçta beraberlik golünün Vida'nın kafasından gelmesi hamle zenginliği kadar Beşiktaş'ın bu konudaki ıstırabını göstermesi açısından önemli.
Avcı ikinci yarıya sakatlığı bulunan Oğuzhan ile Boyd'u çıkarıp Douglas ve N'Koudou'yu alarak başladı. Avcı, biraz da mecburen orta sahada oynattığı Douglas ve N'Koudou'dan beklediği etkiyi aldı. N'Koudou fark oluşturacak bir yıldız olduğunu hissettirdi. Biraz daha şanslı olabilse ya da ceza alanı içinde onu anlayabilecek bir golcü olsa sonucu rahat değiştirebilirdi. Ancak Rize oyun disiplininden kopmadı, iyi direndi. Az bulduğu fırsatı iyi değerlendirdi. Beşiktaş'ın evindeki 2 puan kaybı golcüsüzlüğe yazar. Bu kayıplar ilerde can yakar.
İlk yarıda Vida'ya yapılan hareket net penaltıydı. Onu verse maç farklı bir yere gidebilirdi. İkinci yarının sonlarında N'Koudou ve ofsaytla biten pozisyonda Ruiz kırmızı kart görebilirdi. Ancak hakem sanırım vermediği penaltının etkisinde kaldı.