Derbiden futbolun güzelliklerini yazmak isterdim ama bir hakemin, Bülent Yıldırım'ın 45 dakikada misafir takımı tek taraflı faul ve sarı kartlarla nasıl çileden çıkardığını, nasıl sindirmeye çalıştığını izledik. İlk yarıda Beşiktaş'a gösterdiği 6 sarı kart ve G.Saray'a bırakın kartları, veremediği faullerle Beşiktaş'ı nasıl bozduğunu anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Sadece şunu hissettim; Bülent Yıldırım aradan çekilse de Beşiktaş G.Saray'la oynayabilse... İstatistikler şampiyonlukları yazar ancak tarihe not düşsün diye yazıyorum. Lens hücuma çıkarken, önüne atlayan Marcao ile çarpışsın, faulü Beşiktaş lehine vermen gerekirken Lens'e sarı kart göster. Caner Erkin faul bile yapmazken, itiraz etti diye sarı kart göster. Vida ile Diagne hava topuna çıksın, sarıyı yine Vida'ya yapıştır. Ancak 45 dakika içinde Luyindama'nın Atiba'ya dirseğine, Belhanda'nın Burak'ın ayağına basmasına kör, sağır dilsiz ol. Mariano'un topu çıkarırken vurduğu top 40 metre ileri gitsin, VAR'la birlikte Caner'e çarptı muamelesi yap. O kadar itiraza rağmen pozisyonu devam ettir gol olsun. Bülent Yıldırım, o düdüğü Hasan Şaş'a versek 45 dakika senin kadar adaletsiz çalmazdı.
Daha acısı ne biliyor musunuz? 2-0'dan sonra güya dengelemek için ilk yarıda doğradığı, psikolojik olarak bozduğu Beşiktaş'a vermeye çalıştığı taktir hakları! Bu öyle bir düdük oyunu ki, G.Saray aleyhine birkaç yanlış faul verecek, G.Saraylı bir iki oyuncu itiraz edecek ve ilk yarıdaki rezilliği unutturacak. Olmadı, yakışmadı.. Maçlar unutulur lakin Bülent Yıldırım'ın yarışa bu denli etki eden 45 dakikasını Türk futbol hafızası unutmaz.