TÜRK futbolunda yine kısır döngü tartışmalara gömüldük. Yabancı sayısı tartışması gibi yüzeysel gündemlerle asıl meseleyi yine perdeliyoruz.
Üç yıl önce TRT Spor ekranlarında milyonların önünde şimdiki TFF Başkanı Hüsnü Güreli, "Kulüpler için mali açıdan artık deniz bitti.
Önce felsefelerini, sonra ekonomilerini düzeltmeleri lazım" demişti.
Gitmeden önce eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören de "Çoğu kulübümüz ekonomik durumu nedeniyle bankaların kapısından dahi içeri giremez durumda" ifadelerini kullanmıştı. Ali Koç'un FFP ile Avrupa'dan men açıklaması da malumun ilanı oldu.
Taraftarlarına yüksek sesle söylemeseler de artık kulüp başkanları da bu acı gerçeği kabul etti. Bankalar Birliği, TFF ve kulüpler arasında yapılmaya çalışılan mali yapılandırma adımı, kulüplerin nefes alması açısından önemli bir adım. Ancak bu tek başına çözüm değil, yapısal reform şart. Bu reformu yapmanın yolu da önce Kulüpler Yasası'nı çıkarmaktan geçiyor. SPOR TÜRKİYE diyerek mevcut yasa, sistem ve işleyişin değişen spor anlayışına dar geldiğini cesaretle ifade eden ve değişim diyerek Türk spor sisteminin yeniden yapılanmasını başlatan Sayın Bakan Dr. Mehmet Kasapoğlu, şu anda kaostan çıkışın en önemli kapısı. Mevcut başkanlardan bu yasanın çıkacağıyla ilgili umudum yok. Kulüpler adına yaptıkları harcamalardan ve sorumluluk altına girmekten çekiniyorlar.
O yüzden ben hazirandaki federasyon seçiminden önce Kulüpler Yasası'nın Türkiye'nin gündemine gelmesi gerektiğine inanıyorum.