Şampiyon Beşiktaş'ın geçen seneki oyununun zihinlerdeki tadı, tazeliğini koruyor. Doğal olarak geçen sene ile bu sene arasındaki olumsuz değişim kıyaslamayı da beraberinde getiriyor. Aceleci de davranıyor olabilirim ancak milli aradan sonra Kayseri deplasmanında net anlamlandıramadığımız bir sistem ve rotasyonla Beşiktaş'ın eski görüntüsünün hala çok gerisinde olduğunu gördük... Beşiktaş, geçtiğimiz sezon temposuyla ve Barcelonavari seri paslaşmalarla baş döndürürdü bu sezon kadro rotasyonuyla.. Şenol Hoca "Dizilişin önemi yok, önemli olan oyuncuların performansı" dese de bu görüşü desteklemeyen bir dağınıklık var. Sadece kafası karışan bizler olsak, gülüp geçilebilirdik ancak oyuncuların kafasının karışması, kendi pozisyonlarını yadırgamaları, ya da yadırgıyor görünmesi önemli bir sorun.
Beşiktaş geçen yıl takım oyunu oynuyordu. Bu sene oyuncuların bireysellikleri ön plana çıkıyor.. Ortada Necip, Atiba ve Tolgay üçlüsüyle çıkmak forvette Cenk- Aboubakar ikilisini aynı anda sahaya sürmek gol getirme garantisi vermiyor. Böyle bir tercihte bu ikiliye kim nitelikli top taşıyacak sorusuna Güneş; Caner ve Beck'i düşünmüş olabilir ama ne onların ne de takımın yeterli pratiği yok. Rotasyonlar yüzünden tempo düşüyor, paslaşma zayıflıyor. Teponun düşüşünde hakemin de etkisi vardı. Beşiktaş rakibi hataya zorlayamadığı, kimseyi şaşırtmadığı için sonuca gidemiyor.
Quaresma ve Ömer'in getirdiği hareketlilik Beşiktaş'a hak ettiğini aldırdı. Ömer'in golünde Kayserispor'un hatası olmasa bu maç berabere bitebilirdi. Başa dönersek: Beşiktaş kazanıyor ancak organize, takım futbolu oynayarak ve rakibi ezerek değil...