ES-ES tribünlerinin maç başlamadan "Skibbe istifa" sesini yükseltmesi, Beşiktaş maçı öncesi puan cetvelinin altlarında gezinen Eskişehir'de kredilerin sıfırlandığının en açık göstergesiydi. Bu ruh hali ve ağır mesaja rağmen Eskişehir, birşeyleri değiştirebilecek istek ve mücadeleden uzaktı. Oğuzhan, Atiba ve Sosa ile orta sahanın kontrolünü eline alan siyah-beyazlı oyuncular, biraz daha soğukkanlı olabilseler Gomez'le buldukları golün sayısını ilk yarıda daha da artırabilirlerdi. Ancak anlamsız bir acelecilik ve dağınıklık vardı.
Beşiktaş'ta son haftalarda kritik kurtarışlarıyla devleşen Tolga'nın ilk yarı bitiminde karşı karşıya kaldığı pozisyonda Khalifa'ya geçit vermemesi maçın kırılma anı olabilirdi. O pozisyon gol olsa Eskişehir birşeyleri değiştirme ateşini bulabilirdi.
Şenol Güneş ikinci yarıya başlarken alışkanlık haline gelen Necip hamlesini yaptı. İlk yarıda Oğuzhan'la birlikte Sosa'nın sahanın en iyileri arasında olması Şenol Hoca'nın tercihini etkilemiş olabilir. Özellikle Sosa oyunda kaldığı 66 dakikalık süre içinde iki golün sahibi Gomez'den bile geri kalmayacak bir mücadele ortaya koydu.. Birinciyi atınca, ikinciyi boş geçmeyen Gomez'in attığı klas gol birşey söyletti; bunu atan bir futbolcu nasıl olurda ilk yarıdaki pozisyon alma hatalarını yapar?
Es-Es tribünlerinde başlayan "Yönetim istifa" seslerinin arasında "Bir gol de Gomez'in yerine Cenk'ten gelebilir!" dendiği son anlarda gol Gekas'tan geldi. ES-ES adına acı olan ceza alanında ilk net buluşmasında affetmeyen Gekas'ın az topla buluşturulduğu gerçeğiydi. Uzatmalarda direkte patlayan top, Beşiktaş'ı sevdiğini de net olarak gösterdi. Beşiktaş, Tolga, Sosa, Oğuzhan ve Gomez'in ön plana çıkan oyunuyla "Es" vermedi. Lider girdiği haftayı lider kapattı.