Türkiye'nin milli maçlar öncesi kullanıma elverişli krizine "Doğruları tam aktarmanızı beklerdim" diyen ve adeta "Futbolcu yıpratacak gerçeklerin hepsini açıklamak bana yakışmaz" tavrı sergileyen Fatih Terim'in pasına karşılık verelim ve bildiklerimizi yeniden paylaşalım.
1- Kavganın merkezinde "kız arkadaş" durumu var. Gökhan Töre'nin yanında bir arkadaşıyla otel odası basıp yumrukla darp ettiği kişi Ömer Toprak'ın arkadaşı... Hakan ve Ömer hedef değil, ama kurban..
2- Ağza silah sokma olayı yok. Ancak iki futbolcuyu silahla korkutarak, pasifize ederek Gökhan'ın Ömer'in arkadaşına yumruklarla saldırmasına ortam oluşturma var. Töre'nin ise kendine göre gerekçeleri var!
3- Silahın kullanıldığı bir olayda saldırganları makul görmek ve göstermek mümkün değil. Ancak Gökhan'ın özür dilemesi pişmanlık göstergesi.
4- Olay Milli Takım kampı bittikten sonra olduğu ve Fatih Terim bu olayı geç öğrendiği için meseleyi çözmekte geç kaldığı bir gerçek. Baba Çalhanoğlu da röportajıyla olaya benzin döktü.
5- Hakan ve Ömer haklı oldukları davada haksız duruma düşme durumuyla karşı karşıyalar. "O varsa biz yokuz" yaklaşımı Terim'in makul karşılayacağı bir durum değil. Örneğin; Selçuk-Burak'da yarın çıkar "Caner'i istemiyoruz" derse ne olacak?
6- Hakan ve Ömer'in Bayer Leverkusen üzerinden gönderdikleri raporlar sahte. Belgeleri Futbol Federasyonu'nun elinde.
7- Fatih hoca kötü gidişatın altında terlerken son isteyeceği şey bu meselenin her maç öncesi ısıtılması. Ancak Leverkusen'in Fatih hocaya gönderdiği "Şampiyonlar Ligi'nde sizi bir maç ağırlamak isteriz!" daveti spekülatif.
8- İyi tanıdığım Hakan ve Ömer iyi karakterli oyuncular. Ancak yanlış yönlendirmelerle, yanlış bir yolun içindeler. Hamza Hamzaoğlu başta olmak üzere arayanların telefonlarına çıkmamak haklı olduğun bir davada haksız duruma düşmek demektir...
Türkiye bu değerli oyuncuları kazansın. Ancak bunu yaparken A Milli Takım pazarlık meselesinin içine çekilmesin. Ortak bir akla, çözüme ve de gecikse de Fatih Terim'in bu işi çözeceğine inancım var..