Futbolda oyun zekası tabirini hem futbolcular için hem de takımlar için kullanırız. Özellikle eşitlik hallerinde oyun zekası iyi olan futbolcular, totalde takımlar ve onları yöneten teknik adamlar rakibe üstünlük kurarlar. G.Birliği- Beşiktaş maçı bu açıdan eğitim seminerlerinde gösterilmesi açısından önemli bir karşılaşma. Fiziksel mücadeleleri, sahadaki kurgu ve dirençleri eşit iki takımın 19 Mayıs'taki mücadelesinde sonucu "Oyun zekası" belirledi.
Bunda Mehmet Özdilek'in, takımından önce teknik adam olarak farkını ortaya koyacak önemli hamlelerini gördük. En önemli hamlesi sistem ve anlayış olarak eşitlediği takımda farka Doğa Kaya ile gitti. Orta sahayı asansör gibi kullanan Doğa hem takımına akışkanlık sağladı, hem de Veli-Necip koordinasyonunu bozdu. Bu noktada Bilic'in elinde Oğuzhan veya Fernandes tarzı oyuncular olsa, ortaya sıkışan ve kora kor mücadeleye dönüşen oyunu açabilirdi. Bilic sorunu çözmek için kanatlara yöneldi. Mustafa'yı alıp Holosko'yu geriye çekti ve soldan da Ömer'i kullandı.

EN ZAYIF HALKADAN GOL YEDİ
Ersan'ın talihsiz sakatlığı, yerine giren Escude'nin Uğur Boral'la uyumsuzluğu nedeniyle "en zayıf halka" haline gelen eşleşmenin arasından gol geldi. İşte goldeki hatayı telafi etmek için oyun zekasını devreye sokması gerekirdi. Özdilek'in oyunu sıkıştırma ve geride karşılayıp kontraatak kartını kullanması başarıyı getirdi.
Siyah-beyazlı oyuncular galibiyeti istemedi ve mücadele etmedi desem haksızlık etmiş oluruz. Genel itibariyle çaresizliğin getirdiği yetersizliklerin üzerine son dakikalarda bulup kaçırdıkları pozisyonlar eklenince bu hüsran yaşandı.
Beşiktaş'ın Fernandes'li ya da Fernandes'siz adam eksilten ayaklara, oyun zekası yüksek beyinlere ihtiyacı var...

MAÇIN ADAMI: DOĞA KAYA