Avusturya'da sezon başı Beşiktaş'ın kampını takip ederken aynı kasabada kamp yapan Kayserispor'un hazırlıklarını da çıplak gözle izlemiştim. Kamuoyuyla paylaştığım iki net görüşüm vardı. Birincisi; FEDA sezonunun şampiyonluktan FEDA anlamına gelmediğini ve izlediğim Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışının içinde sonuna kadar olacağıydı. Niye olamadığı ve nerelerde küçük ayrıntılarla bu hedefine ulaşamadığı bu köşeye sığmayacak ancak önümüzdeki günlerde ayrıntısıyla paylaşacağımız bir konu... İkincisi Kayserispor'du ki üst üste aldığı başarısız sonuçlarla "Kayseri küme düşer" diyenlerin çıktığı bir ortamda, Şota'nın gittiği gün bile Kayseri ligi 5. en kötü 6. bitirir tespitinde bulunmuş ve bu konuda ısrar etmiştim.
Bunun nedeni tahmin değil. Kamp izlemek önemli bir ayrıcalık. Orada takımların gücünü ve derinliğini görme fırsatınız oluyor. Futbolcunun kumaşı iyiyse ve iyi bir kamp geçirmişse sakatlık dışı o sezonu iyi geçiriyor. Ben gazetecinin de benzer durumu yaşadığına inanıyorum. Beşiktaş için de öyle dün Kayseri'ye yenilmesi gibi bazı maçlarda kırılma anları yaşadı. İnönü'de ki F.Bahçe maçı hariç büyük derbilerde, Karabük ve Kasımpaşa gibi strateji isteyen haftalarda bekleneni vermeyerek şampiyonluk fırsatını elinin tersiyle itti. İlk yarıdaki çıkışını ikinci yarıda futbolcularının performans düşüklüğü, sakatlıklar nedeniyle devam ettiremedi.

DÖRT-BEŞ TAKVİYE ŞART
Dün oynamasa da Kayseri'de Sefa'nın yükselişini muhteşem buluyorum. Bu yükseliş onu A Milli Takıma taşıyacaktır. Beşiktaş'ın da bu oyuncuyla ilgilendiğini biliyorum. Dün gece Sefa oynamadı ancak kaleci Gökhan'ı ve Simiç'i çok beğendim. Orman ile Aybaba arasındaki görüşmeden bir devam kararı çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü fikir ayrılıkları var. Mesele başarılı olması ya da olmaması değil. Takım içi ve yönetim frekanslarındaki uyuşmazlık. Ancak Beşiktaş'ın iddialı bir takım kurması için 4-5 iyi takviyeye ihtiyacı var. Ne diyelim; yeni sezonda ve yeni umutları bekleyelim.