Yasin'e demiş ki Tudor: "At gibi koşacaksın." Çocukken koşmaya mı gidiyorum diyorsun, "Top oynamaya gidiyorum" diyorsun. Önce top oynayacaksın. Fizik güç tabii ki önemli... Fiziği kazanırsın ama yeteneği kazanamazsın. Galatasaray fizik anlamında kötü bir takımdı. Rölanti, sakin bir teknik direktörden sert bir teknik adama geçtiler. 90+'larda aldığın ekstra 4 puanı düş, çok kötü durumdasın. Hiçbir maçı hak etmedi Galatasaray, kazandıkları dahil. Oyuncuların kapasitesine göre sistemler uygulanır. Senin sistemine göre oyuncu alma şansın yok ki, arada gelmişsin. Bu kadar antrenman temposunda, hem de taktiksel ve mental açıdan bu kadar sert geçişler olmaz. 3'lü de oynasan, 5'li de oynasan pozisyon veriyorsun. Galatasaray takımının kaybetmesi normal... Galatasaray taraftarlarında şöyle bir psikoloji var: "Bu oyuncuları seneye görmek istemiyorum" diyorlar. Mart ayında gideceğini ilan eden bir teknik adam var Fenerbahçe'de. Diğerinin ise santrforunun transferi belli olmuş.
Japonya'ya hazırlıyor kendisini... Özveri bekleyemezsin bu adamlar. Gitti bu adam yani. Böylesine iki kulüp... Çok sert bir teknik adam da gelince, taktiksel anlamda radikal değişiklikler oluyor. Galatasaray 3-4-2-1 oynuyor gibi gözüküyor ama top rakipteyken 7-2-1 oynuyor. Resmen 7'li oluyorlar. Yasin'i, Linnes'i geride görüyoruz zaten. Tolga da geliyor, Selçuk da top almaya geliyor.
Galatasaray'a top oynatacaksın. Bir Galatasaray takımı bu kadar kötü oynayamaz. Teknik adamlara saygım var ama bazı demeçler veriyor Tudor, anlamak mümkün değil. Yüzde 16'yla çalıştırıyorum diyor, kelime oyunu yapıyor. Niye 15 değil, 20 değil... Koşu mesafelerinden, ondan bundan faydalan ama puanın azaldı. Ne yapayım yani! En doğru şekilde oynatacaksın. 2-0 mağlupsun, Sneijder kenara geliyor. Tolga ile Selçuk sahada. Bana yediremezsin!
Ben antrenörlük için bir yerde başlasam mutlaka kondisyoner kullanırım, bu başka bir şey, Tudor'un yaptığı başka... Bu takımın temposunu biraz artır, Riekerink'in düzeniyle biraz oyna, sezonu tamamla. Arı kovanına niye çomak sokuyorsun?