Şu maçı izleyen herkes keyif almıştır. 4 gol yiyen Gaziantepspor takımı oyunun son bölümünde çözülmüş olmasına rağmen küme düşecek bir görüntü vermedi. Fenerbahçe'nin yenilmesi, zaten coşku problemi yaşamayan Beşiktaş'ta bu coşkuyu daha da harlamış. Maçın özetini yapayım: Uzatmalarda altıpasta pres yapmaya kalkıyordu, Şenol Güneş bile 'biraz yavaş' dedi İsmail'e. İlk maçı 4-0 kaybetmiş, ikinci maçta 4-0'la dengeyi kurmuş, şimdi tur için gol arayan bir takım gibiydiler. Mario Gomez, İsmail'e bir pozisyonda pas vermek yerine orta yaptığı için kızdı, skor 4-0.
Quaresma, "Ah şöyle bir maçı kaçırdım" diye üzülüyordur. Bir futbol resitali vardı. Gaziantepspor'un 0-0'ken bulduğu bir pozisyonu Tolga engelledi. Hünerli vuruşlar da yaptı Gaziantepliler. Bir panik olabilir takımda, kaldı ki Rhodolfo da sakatlanmış. 2-0'ken iki tane kritik pozisyon çıkardı. İlk yarıda iyi olmamasına rağmen gayretli olan Gomez, ikinci yarıda golleri de buldu. Göğsüyle aldığı pozisyonda topu öldürdü. Normalde o top seker, elle istesen alamazsın. Kalite bu...
Şenol hocaya da bir parantez açmak gerekir. Şampiyon olursun, olamazsın. Şenol Güneş'in takımları hep aşama kaydediyor. Bursaspor, Trabzonspor, Milli Takım, Beşiktaş... Bu takımlara bir el değdi. Geçen seneden kalma bir alışkanlık var ama bir kat daha iyi Beşiktaş, bunun mimarı da kesinlikle Şenol Güneş'tir. Oynattığı oyun, verdiği felsefe, dağıttığı adalet... Bugün Quaresma'yı bekletmek, oturtmak kolay değildir.
Maça giderken kaleciden ne beklersin? 3 top gelse 3'ünü de çıkarsın. İsmail'in performansının üzerine var mı? Marcelo'nun ayağına baktım, ayağı iyi... Alexis kısa bir stoper ama çabukluğu var. Beck'in standardı var, işini yapıyor. Atiba'yı geçtim, o hep iyi! Oğuzhan büyük oyuncu. Mario Gomez sözleşmesinde 50 gol atarsa para alacakmış gibi oynuyor, hep istiyor. Bu takımda hiç kimse daha iyi oynamaz. Aralık'tan beri lig maçı oynamıyorlar bir de. Biz 103 gol attığımız sezonda "Aslında 150 atardık" derdik takımımızda, ben bunu Beşiktaş'ta da görüyorum.