İki ayrı Beşiktaş vardı dün akşam... İlk yarıda Torku Konyaspor, duran top karambolleri dışında pozisyon vermemişti. Hakikaten de ilk yarı itibariyle dersini iyi çalışmış bir ekiplerdi. Peki maç neydi, neye döndü? Şimdi resitali konuşalım.
Beşiktaş, kapanan takımları açmak için uğraşıyor, pozisyon da buluyor. Fakat Beşiktaş'ın en tehlikeli olduğu an, top rakipte olduğu zaman... Torku Konyaspor ilk yarıda Atiba'yı biraz itince, Jose Sosa da ortalamasının altında kalınca istediğini yaptı. Fakat Beşiktaş'ın özelliği şu, rakip beklerken iyi oynuyorlar ama top rakipteyken kazanıp gole giderken çok daha iyi oynuyorlar. Kontrollü oyuna sevk edilen bir Beşiktaş, 25.dakikadan sonra normal görüntüsüne dönmeye başladı. Beşiktaş'ın bir sihirbazı var. Futbol sihirbazı: Oğuzhan Özyakup. Şimdi bakıyorum, kuvvetlenmiş. Avrupa'nın en büyük kulübünde rahatlıkla oynayabilir.
Sezonun ilk yarısında 5 golü buldu, attığından fazla asist yaptı. Bir oyuncu için maça gidilen nadir isimler vardır.
Fenerbahçelisi de, Galatasaraylısı da sırf onun için maça gider bence. Oğuzhan Özyakup, bu maçta sazı aldı eline, herkesi oynattı. Beşiktaş top rakipteyken döneni alırsa çok iyi oynuyor.
Topu kazandıktan sonra çok tehlikeliler. Rakip antrenör olsam tam tersine top bana geçtiği zaman dikkat ederim.
Fenerbahçe'ye karşı daha farklı bakabilirsin. Atılan 41 golün en az yarısında kazanılan topla gol olma anı arasındaki süre 3 saniyeyi geçmez. Buna bakınca Beşiktaş'ı anlarsın. Rakip beklerken Beşiktaş'a 10 üzerinden 7 veririm. Top rakipteyken ön bölgede presle kazanıp hücum etmek ise 10 üzerinden 9.5... Beşiktaş'ın 41 golüne kimse aldanmasın, Beşiktaş'ın en az 80 golü olurdu. Pres bir özelliktir ama aldıktan sonra nasıl sonuçlandıracağın önemli esas. Ağlara gitmesi önemli değil. Genel anlamda Beşiktaş'ın kimliği bu.
Son bir not Torku Konya için: Aykut Kocaman da mutlaka maçın analizini yapacaktır ama gol yedikten sonra çözülme huylarının önüne geçmeleri gerekiyor.