Son 3 maç 9 gol atıp hiç gol yemeyeceksin, 9 puan alacaksın, Salı'yı bekleyeceksin… Hadi geçtin, bu kez gidebiliyor muyumu bekleyeceksin.
Estonya çok iyi bir milli takım değil ama çok mücadele eden bir takım… Öyleki dün gece bırakın 1-0'ı, 2-0 yenik duruma düştükleri golden sonra bile oyun disiplininden kopmadılar. Maçı izlerken kulağımız da Andorra'daydı.
Romanya kazandı ama şükürler olsun ki aramızdaki averaj farkı kapanmadı.
Dün gece alınan sonuçların ardından şükürler olsun ki kazasız belasız son maça geldik. Estonya karşısında skor üçe, dörde hatta beşe de gidebilirdi. Tabii son paslar biraz daha başarılı olsaydı. Kolay değil oyuncuların da kafasında averaj hesabı vardı. 2-0'dan sonra temkinli gittiler. Umut; bir gol attı, ikinci golün de başlangıcını yaptı.
Gökhan Töre de driplinglerle Estonya savunmasının dengesini bozmaya çalıştı maç boyunca.

TEK DEZAVANTAJ CANER
Takım ruhumuz, organizasyon zenginliğimiz her geçen gün iyiye gidiyor.
Umutlarımızı son maça kadar getirmemiz önemliydi. Başardık… Atılan her golün de önemi var. Kayseri'de Andorra'yı yendiğimiz maçta Arda'nın, Bükreş'te Romanya'yı mağlup ettiğimiz karşılaşmada ise Mevlüt'ün son dakikada attığı goller, inşallah Hollanda karşısında da işimize yarar. Bireysel anlarda oyuncular sezon başına göre daha çok form tuttu. Fatih Hoca ile de bir uyum sağladılar. Güvensiz ortamdan, özgüveni yüksek bir takım haline geldiler ki bu çok önemli. Kazanmak zorunda olduğumuz maçta dün de takımın iyilerinden Caner'in olmayacak olması dezavantaj. Ama onun yerine görev yapacak oyuncu da en az onun kadar görevini iyi yapacaktır. Son sözü maçın hakemi için söyleyecek olursak; kendisinin yönetimini beğendim.

MAÇIN ADAMI: CANER - UMUT