Galatasaray lige iki hafta kala çok önemli bir turnuvaya gitti. Hazırlık maçı adı altında kaliteli rakiplerle lig maçı ciddiyetinde oynadılar. Bu maçlarda da geriden gelip karşılaşmaları alarak güven kazandı. Dönüşünde de lige bir hafta kala başka bir ciddi maç oynadı Fenerbahçe ile. Üstelik maç uzadı ve yıprandılar. Sonra fikstüre baktılar ve "Bu maçta 10-15 dakika tempo yapsam ben Gaziantep'i yenerim" diye düşündüler. Öyle de oldu. Yüksek kalitesi ve özgüveni son 15 dakika hariç Galatasaray'a oyun ve skor olarak yetti.
Torku Konyaspor çatır çatır oynayarak Fenerbahçe maçını kazandı. Ama dünkü Gaziantepspor takımı Bülent Uygun'un da söylediği gibi 'yetersiz' ve iyi durumda değil. Galatasaray'ın attığı ilk gol dershanelik bir gol. Futbol okullarında gösterilmeli. Daha sonra oyunu biraz rölantiye aldılar. İlk yarının sonlarında müsait pozisyonlar da yakaladılar ama gol gelmedi. İkinci yarının başında haklı bir penaltıyla iki farkı yakaladılar.
GALATASARAY İYİ OYNAMADI
Aslında Galatasaray iyi futbol oynamadı.
Güvenli bir takım. Forması, taraftarı ve güveniyle kazandı. Sadece ve sadece 15 dakika ortak olan bir rakibe karşı tek farkla kazandılar. Bence teknik direktör Fatih Terim'in oyuncularını en çok uyaracağı maçlardan bir tanesi bu olacaktır. Son dakikalarda orta sahada defansif yük sadece Felipe Melo'ya kaldı. Onun da sarı kartı vardı.
Orta sahada Hamit Altıntop ve Selçuk İnan çıktıktan sonra o bölgedeki düzen de bozuldu. Oyun Gaziantep'in lehine döndü.
Selçuk ve Drogba'nın adale çekmesi de, üst üste oynanan üç büyük maçın bir eseri oldu.
Galatasaray kolay götürdüğü maçı oyunun sonlarında stres yaşayarak kazandı ve ders çıkarabileceği bir karşılaşmada üç puan alarak lige kazasız bir start vermeyi başardı.