Maçı izlerken 1981 yılı geldi aklıma, profesyonelliğe başladığım yıllar. Önce Bolu ve Sarıyer ardından Fenerbahçe ve Milli Takım'la birçok maça çıktım bu güzel statta. Maçtan önce koridorda ısınırdık. Genellikle de soyunma odalarından dışarıyı görüp, duyabiliyorduk. Maça öylesine konsantre oluyorduk ki hakikatten İnönü'de oynamak başkaydı. Ama 'veda' kelimesine katılmıyorum. Biz buna erteleme diyelim.
Konum olarak dünyanın en güzel yerinde olan İnönü Stadı, çok daha güzel hale gelecek. Dolayısıyla büyük Beşiktaş'a yakışan güzel bir stat haline gelip yine aynı coşkuyu yaşayacaktır.
Beşiktaş açısından Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynamak adına son fırsattı. G.Birliği tamamen işin prestijinde. İki takımın da eksikleri vardı. Ama maçın başı ve ilk yarının sonunda gelen Beşiktaş golleri aslında devrenin sonunda maçı bitirmişti.
EĞLENEREK KA ZANDILAR
Beşiktaş top rakipteyken iyi oynadı, hemen hemen pozisyon da vermedi. Hatta ilk yarıdaki goller de baskıyla kazandığı goller. İlkinde Veli topu presle alıp golle sonuçlandırdı. İkincide G.Birliği atağında arayı girip golü buldular. Maçın sonlarına doğru da üç yaptılar.
Duygusal bir maçtı. Bu duygusal maçta tribünleri dolduran taraftarlar eğlendi ve eğlendirdi. Coşkululardı. Tebrikler Beşiktaş taraftarına.
Samet Aybaba ve öğrencilerini de bu kadar olumsuzluğa rağmen sezonun son haftasına kadar Şampiyonlar Ligi şansını kovaladıkları için kutluyor ve başarılar diliyorum.
Hilbert "Bu kulüpte kalmalıyım" dercesine iyi oynadı. Oğuzhan yaşına rağmen oyun lideriydi. Sivok ve Escude yine uyum içerisindeydi.
Sonuçta stattaki son maçı coşkulu taraftarla birlikte eğlenerek kazandı Beşiktaş.
Barış Şimşek zaten çok beğendiğim bir hakem. Dün de çok iyiydi.