Hem Orduspor mağlubiyeti hem içerdeki Braga yenilgisinin Galatasaray'ı etkilememesi mümkün değildi. Hem fizik hem de psikolojik olarak etkilerdi...
Ama dün izlediğimiz Galatasaray fizik olarak kesin etkilememiş, oyunun sonuna kadar ayakta kaldılar. Psiklojik olarak da bireysel yeteneklerini kullanamanın dışında çok etkilendiklerini söyleyemeyiz ama topla alışverişlerdeki gerginliği hissettik.
Eskişehirspor bu ligin eli ayağı düzgün, iyi futbolculardan oluşan bir takım. Tecrübeli isimleri de var, deplasmanda nasıl oynamaları gerektiğini bilenler de var. Her an sürpriz koşular yapıp pozisyona girebilecek futbolcuları da vardı...Dörtlü savunmanın önünde oynayan beşlinin üçü tam orta saha; Hürriyet, Alper ve Veysel... Onların önünde kenarda sağda Kamara, solda Tello ve önde tek Necati. Fakat karşısında çok coşkulu ve organize bir Galatasaray vardı. Selçuk'un frikiği dışında, gole kadar pozisyonu olmasa da Eskişehirspor'un savunması orta sahaya bir kere çıkamadı. Bu çok ama çok önemli... Çıkartmadılar... Eskişehir oyun boyunca 7-8 pası bir arada pek yapamadı.
Bu da Galatasaray'ın uyguladığı presten kaynaklandı.. Oyun boyunca da pozisyon yemediler. Hatta 1-0'dan sonra Eskişehir'in artık risk alacağını düşünürken buna da müsaade etmediler. Ama yarım pozisyonla iki puan kaybettiler. Oyunun kalitesi golden sonra iyiydi ama gole kadar Galatasaray, Eskişehirspor'u maça hiç ortak etmedi. Eskişehirspor topu sadece ileri vurarak maçı bitireceğini düşündü.
İnanın Eskişehir'de beğendiğim oyuncu yoktu. Sadece oyuna giren Erkan'ı cümlelerime girerken, onun başlattığı bir atakta ilk defa Muslera'nın yere yattığı pozisyonda golü buldular. Hakem İlker Meral'i Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında çok beğenmiştim ama dün kötü bir maç yönetti. Yardımcıları da...İki golde de ofsayt tartışması vardı.