Fenerbahçe çok zorlu bir deplasmanı rahat geçti… Özellikle ilk 45 dakika ve aslında ikinci yarıda da takım savunmasını mükemmele yakın uyguladılar. İlk yarıda Kostic ve Oğuz tüm koridorları iyi kapattı. Üstelik maçın hemen başında Çağlar'ın sakatlığına rağmen onun mevkisine geçen Amrabat da stratejik olarak çok iyi oynadı. Bence ilk gol Oğuz Aydın'ın… Talisca'nın şutunu kaleci kurtardı. Oğuz kaleye vurabilirdi ama o boş Szymanski'nin önüne bıraktı. O da Fenerbahçe'nin 4000. golünü atarak tarihe geçiverdi. Bir müddet sonra da Kostic, mükemmel kesti, Talisca kafayı çok iyi vurdu ve skor perçinlendi.
Talisca'nın kalitesi asla tartışılmaz ama fizik olarak çok iyi durumda değil. Dün akşamın belki de en övülecek yanı Fenerbahçe'nin takım savunması ve oyun disiplinini hiç kaybetmemesidir. Cihan Aydın, aylar önce yönettiği Antalyaspor-Fenerbahçe maçından sonra FIFA kokartını kaybetti ama dün 90 dakikaya baktığımızda çok iyi bir maç yönettiğini söylememiz lazım. Yiğidin hakkı yiğide.
***
SANCAK'I GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM
Zirvenin ikinci maçı ve Türk futbolunun bittiği gece… Sahada çok ağır bir hırsızlık yaşandı. Ne hırsızlığı; pek tabii ki Mertens'in sportif anlamda penaltı hırsızlığı. Kabahat sadece Mertens'te mi? Sözüm ona hakem olarak çıkarttıkları hakem ve VAR başındaki Danimarkalı hokkabaz... Şu penaltıyı veriyorsunuz, VAR'da inceliyorsunuz ve hâlâ bunun penaltı olduğunu iddia ediyorsunuz haaa!!! Size yemin ediyorum maçı Okan Buruk yönetse ya da VAR'da Dursun Özbek olsaydı bu penaltıyı vermez ya da iptal ederdi.
Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak'ı gözlerinden öpüyorum. "Türk futbolunda kral çıplak" dedi. Çok cesur, radikal bir kararla takımı sahadan çekti. Kimse artık bana centilmenlikten, sportif ruhtan filan bahsetmesin. Böyle rezil, hırsızlık penaltılar verilirken her şey centilmenlik ama sahadan çekilince centilmenlik ölüyor değil mi? Artık Türk futboluna devletin el atmasının zamanı geldi. Böyle devam etmez.