Berlin'de çok acı bir gece yaşadık. 60 dakika mükemmel oynadık, 10 dakikada maçı verdik, belki de çok şey verdik. Tabii ki Vincenzo Montella'nın hataları var. 60'tan sonra takımın düştüğünü görüyorsun. Yorulan, oynayamayan oyuncular var. Bir de art arda yenen amatörce gollerle adeta kendi elimizle yarı finali Hollanda'ya teslim etmiş gibiyiz. Oysa ki mükemmel bir ilk yarı sergiledik. Kompakt oynadık, çabuk çıktık. Hollanda gibi bir takıma tek bir pozisyon vermedik. Üstelik ilk yarının sonlarında da Arda'nın mükemmel ortasıyla gelen Samet'in golüyle öne geçiverdik. Oyuna baktığımızda 'Biz bu işi bitireceğiz herhalde' derken son 25 dakikaya girdiğimizde her şey aleyhimize döndü. Önce bir yan topta Hollandalı bomboş kalktı, kafayı vurdu, beraberliği yakaladılar. Ardından da yine yerden gelen bir topta Mert Müldür, erken hamle yapması gerekirken kendi kalemize atıverdi. Ondan sonra Montella efendi, oyuncu üstüne oyuncu değiştirdi. Aslında tüm bu yanlışlara rağmen son 5-6 dakikada çok net pozisyonlarımız var ama olmadı. Gecenin özeti şu; yakışıklı olmak, sempatik olmak, mağlup duruma düştükten sonra sürekli oyuncu değiştirmek bu seviyelerdeki hoca için yetmiyor. Sahadaki hakem iyiymiş gibi görünüyor ama en önemli hatası, ilk yarıda Xavi Simons'u atmamasıydı. Simons, Mert'in kaval kemiğine şiddetli bir şekilde bastı. Fransız hakem Clement Turpin sarı kart verdi, VAR da devreye girmedi.