Şampiyonlar Ligi dönüşleri her takım için zor olmuştur. Skora bakmayın, Galatasaray için de zor oldu. İlk yarı çok düşük bir tempo, sadece Kerem'le girilen bir pozisyon, pas bağlantıları kesilmiş Zaha ve Kerem vardı. İcardi sahada mıydı? O da belli değil. Galatasaray ikinci yarı hem tempoyu artırdı hem de oyuncu değişiklikleriyle belli bir dönem baskı kurdu. Bu baskıda da Sanchez'le golü buldu. Aslında Antalya golü yiyene kadar iyi kapandı, golden sonra da bu sefer tüm kontrolü Antalyaspor eline aldı. Maçın kırılma anı belki de 77. dakika. Assombalonga'nın kafası gol olsa Galatasaray belki de puan kaybedecekti. O kadar net pozisyondu ki markaj yok, kale boş, çok dengeli bir orta ama Assombalonga atamadı. İcardi, Türkiye'ye gelmiş en ilginç futbolcu. İkinci yarıda vurduğu harika kafa vuruşu aynı güzellikte Antalya kalecisi tarafından kurtarıldığı pozisyon dışında sahada yok. Ta ki son dakikalarda attığı gole kadar. Öyle zor gol ki; çapraz pozisyon, iyi bir vuruş gerekiyor ama İcardi böyle pozisyonları fındık fıstık gibi atabiliyor. Tıpkı Molde'de Molde'ye attığı golün benzeri. Sonuçta Galatasaray iyi oynamadı. Temposu düşüktü. Hakem Zorbay Küçük'ü hiç beğenmedim. Çok yanlış yaptı. İlk yarıda Kazımcan'ın Yehezkel'e yaptığı hareket penaltı. Yine ilk yarıda Antalyalı oyuncunun Muslera'nın ayağına basması en azından sarı kart. Kart vermiyor kendine itiraz eden Muslera'ya kart gösteriyor. Muslera kendisini protesto edip alkışlıyor ikinci sarıdan atamıyor. İkinci yarı Kerem'e verdiği kart yanlış. Bazı kartları da es geçti. Sonuçta yükselen bir performans içindeydi ama dün gece başarısızdı.