Trabzonspor'un kazanması gereken bir maçtı, aksi düşünülemezdi ve beklendiği gibi de sonuçlandı… Ama ilk yarıya baktığımızda yüzyılın en sıkıcı 45 dakikası… Top tamamen Trabzonspor'da… İstanbulspor çıkamıyor ama Trabzonspor da gol atmak adına hiçbir şey yapmıyor. İki tane şut çektiler. Biri duran topun devamında Yusuf Yazıcı ile gol oldu. Ama Trabzonspor ikinci yarıya fırtına gibi başladı ve beş dakikada maçı bitiriverdi. Hazırlanış yönünden son derece iyi gollerdi. Önce Bartra, üçüncü golde de Bakasetas yukarıda dediğimiz gibi maçı sonuçlandırdı. İstanbulspor maalesef bu ligin en zayıf takımı. Çıkamıyorlar, savunma yapamıyorlar, top tutamıyorlar ve tabii ki sonuç çok normal. Tuhaf olan şu; İstanbulspor fazla tempolu oynayamıyor. Sürekli set oyunu denen o yavaş, bol paslı oyunu oynamak istiyorlar ama böyle olunca da rakip defansı dengesiz yakalamak çok zor. Madem böyle oynuyorsun, kanatlara neden inemiyorsun! Madem böyle oynuyorsun, daha fazla şut neden çekmiyorsun! İşte dün gece ilk yarının özeti tam da buydu. Gelelim hakem Arda Kardeşler'e… Maç çok kolay, oyuncular çok iyi niyetli, zaten takımın biri yenilgiyi kabul etmiş. Peki Yusuf Yazıcı'nın hareketine neden kırmızı kart göstermiyorsun? Söyleyeceğim başka bir şey yok.
***
GOLDE FAUL YOK, KIRMIZI DOĞRU
Beşiktaş, bir deplasmandan daha kazanarak döndü. Dün çok iyi oynamasalar da futbol ile ilgili çok doğru şeyler yaptılar. Rakibin Onur ile yaratacağı sağ kanat etkisini, Tayfur ile durdurup driplinglerle de Beşiktaş'ı zorlayacak Kayseri oyuncularına iyi önlem almışlar.
Beşiktaş, maça golle başladı. Redmond'un mükemmel golü böyle maçlar için çok önemli. Redmond olsun, Masuaku olsun belki de Türkiye'deki en iyi oyunlarını oynadılar. Devre biterken de Salih ikinci golü atınca takımını rahatlattı. Beşiktaş'ın rakibine neredeyse hiç gol pozisyonu vermediği bir maç izledik. Siyahbeyazlıların en önemli sorunlarından biri de buydu zaten. Beşiktaş artık Aboubakar ile zirve yarışına devam edecek. Hakem Mete Kalkavan tek kelimeyle mükemmel bir maç yönetti. Salih'in golünde faul itirazları yapılsa da asla bir faul yok hem de tartışılmayacak şekilde yok. Yani Kalkavan'ın kararı doğru. Ayrıca son dakikalarda Rosier de adeta kendini attırmak için her şeyi yaptı.