Artık hiçbir önemi olmayan, tuhaf maçlar oynayan bir G.Saray var. Kazanması ile kaybetmesi arasında 3 puan ve yayıncı kuruluştan galibiyet primi dışında hiçbir şey alamayacak olan bir G.Saray… Ne acı değil mi! Üstelik rakip küme düşmüş, sezon bitse de gitsek diyen bir Yeni Malatyaspor… Aslında ilk yarıdaki futbola baktığımızda takımları ve forma renklerini bilmeyen bir kişi, 'bu ne yahu' der. Malatya mı düştü yoksa G.Saray mı? Gerçekten G.Saray ilk yarıda çok kötü, anlamsız bir futbol ortaya koydu. Pozisyonlara baktığımızda da Malatyaspor'u üstün gördük. Hele hele ilk yarının son dakikalarında Nelsson topu çizgiden çıkartamasa sonucu kestiremeyiz. Ama ikinci yarıda herhalde G.Saraylı futbolcular utanmışlardır. Soyunma odasında 'Biz ne halt ediyoruz' demişlerdir. Ve pek tabii ki bu düşünce sahaya da yansıdı. Önce Babel, hemen ardından da Halil'in golleri ile maçı alıverdiler. Ama dün gece gösterdi ki bu G.Saray, bu kadrosu ile asla iyi bir takım değil. Kerem, Marcao ve belki 1-2 isim dışında hiçbir oyuncu şampiyonluk hedefleyen G.Saray'ın oyuncusu olamaz. Torrent'e kızmıyorum. Büyük taktisyenmiş, buyük hocaymış geçin… Vücut dili ve tipi tam bir beyefendi, tam bir akademisyen. Ama bırakın G.Saray'ı, Yedikule'nin bile hocası olamaz. Sonuçta G.Saray kazandı, zaten beklenen sonuçtu ve artık herkes ligin bitimini bekliyor. Hakemi beğendim. Doğru kararlar verdi. Ama yardımcı hakemin, Babel'in attığı golü iptal etmesine anlam veremedim. O kadar bariz ki ofsayt olmadığı... Ama yardımcı bayrak kaldırdı ve pek tabii ki bu çok açık ve net gol de VAR yardımı ile verildi.