Ülkece rezil olduk. İkinci maç bitti, golümüz yok, puanımız yok hatta biraz abartırsak yakaladığımız net gol pozisyonu bile çok az. Kim ne derse desin, çok sevmemize rağmen bu başarısızlığın, daha doğrusu ortaya konan kötü futbolun baş sorumlusu Şenol Hoca'dır.
Çok tuhaf goller yiyoruz. Defansımızın arkasına atılan uzun toplarda ön liberoların desteği olmadığı için kaçan adamlar kalecimizle karşı karşıya kalıyorlar. İlk yarıya bakıyoruz, adamı kaçırdık, ofsayt taktiği desen onu yapmıyoruz, geriden koşan adamları takip etmesi gereken özellikle Okay, ama o da sahada yok. Galler önce kaçırdı, sonra da birbirine benzer pozisyonlardan birinde Ramsey ile golü buldu. Yavaş çekime bakıyoruz, arkadan elini kolunu sallaya sallaya geliyor, takip eden hiçbir oyuncumuz yok. Kaleci Uğurcan ile karşı karşıya ve golü yapıyor. Böyle goller yememeliyiz. Ama takım savunması skandal. Hadi dedik İtalya çok iyi bir takım ama Galler'in bizden ne fazlası var? Bir-iki oyuncu dışında hepsi sıradan oyuncular.
2. yarı Galler penaltı kaçırdı, o penaltı gol olsa belki de maç farka gidecekti fakat duygusal milletiz ya hemen başladık toteme, 'Galler penaltıyı kaçırdı, maç buradan döner'. Ama dönmedi! Burak'ın üstten auta vurduğu pozisyon dışında da anlamlı bir pozisyonumuz yok. Bireysel olarak iyi bir takımız ama sanki toplama takım gibi bir arada oynayamayan, ne hücumda üretebilen ne kompakt oynayabilen kötü bir takıma dönüşüvermişiz. Görünen o ki eve dönüyoruz. İsviçre'yi yeneceğiz de en iyi üçüncü olacağız da... Bu sürprizleri geçmiş yıllardaki turnuvalarda yaptık ama şimdi çok zor.