Serdar Tatlı adlı şahıs Türk hakemliğinin patronu olduğu günden beri, en büyük problem maalesef hakemler oluyor. Bence bir aparatmanı bile yönetmekte zorlanabilecek bir şahıs, pek tabii ki Türk hakemliğini yönetemez. Bazı maçlardan önce sözüm ona hakemlerle konuşup onları motive etmeye çalışıyor ama onu dinleyen kim. İçin için gülüyorlar.
Dün gece Ali Palabıyık adlı hakem de ciddi anlamda kamu vicdanını yaraladı. Elleri görmüyor, faulleri görmüyor, taçları görmüyor ama en önemlisi ağır bir çifte standart içinde. İlk yarıda Lens'in Yedlin'e yaptığı hareket ile ikinci yarıda Donk'un Sobiech'e yaptığı hareket çok benzer. Lens topa vurduktan sonra ayağını kaçırmayıp Yedlin'in bilerek bileğine basıyor. Bileği dönüyor, Yedlin çıkıyor. Sarı kart bile yok. Pek tabi ki VAR daveti de yok. İkinci yarıda Donk, görünüşte gayri kasti basıyormuş gibi olsa da kasten arkadan Sobiech'in tabanıyla baldırına basıyor. VAR daveti ile kırmızı kart geliyor. Ama şimdi soruyorum, "Lens'in hareketinde niye kart yok, VAR daveti yok. Donk'un hareketinde niye VAR daveti ve kırmızı kart var." Aynı Ali Palabıyık'ın kafasında binlerce tilki dolaşıyor ya o da skandal bir çifte standart uyguladığını bildiğinden komedi bir penaltı çalıyor. Üstelik Karagümrüklü'yü oyundan atıyor. Çünkü bilinçaltı Ali Palabıyık'a diyor ki, "Ey Ali, güzel Ali, çifte standartın babasını uyguladın, Galatasaray'ı kurtar." Bu skandal karar da haklı bir VAR uyarısıyla düzeltiliyor. Taraflı tarafsız herkes Ali Palabıyık üzerinden, Serdar Tatlı üzerinden Türk hakemliğine isyan ediyor. Ama kabahat vasıfları sınırlı bir adamı, MHK başkanı yapan Nihat Özdemir ve TFF'de...