Türk futbolunda büyük bir komedi yaşanıyor. Gencecik, şerefli hakemler, daha bu yaşta tetikçi olarak kullanılıyorlar. Dün gece bir maç, bir hakem tarafından alınıp bir takıma nasıl bahşedilir, bunu Bahattin Şimşek net olarak gösterdi. Çocuğa kızamıyorum, yakışıklı, temiz yüzlü bir çocuk. Daha yolun başında. Tıpkı Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş güzel bir köylü kız gibi pis insanların eline düşüp kötü yola sevk edilmiş bir zihniyetin temsilcisi gibi görünüyor. Her şey tıkır tıkır giderken önce Gustavo'nun rakibin kavalına tabanı var. Karar kırmızı olmalıydı. Üstelik VAR hakemi Cüneyt Çakır, orta hakemi kenara davet etti. Bu şu demek; Gustavo'nun bileğin üzerine yaptığı kasti bir darbesi var, atılması lazım. Ama hakem maalesef atmıyor, atamıyor ya da angaje olduğu için atmak istemiyor. Gustavo atılsa F.Bahçe asla kazanamaz, hatta fark yer. İkinci yarı maç dengede. Rafael ile Skrtel, müdahale ediyor. Rafael, F.Bahçeli oyuncuya dokunmuyor, faul çalıyor, aynı anda da Rafael protesto için topa vuruyor. Ama hakem kurnaz ya hepimiz de salağız ya dokunmadığı pozisyona sarı kart, aynı anda da topa vurduğu için bir sarı kart daha, Rafael'i oyundan atıyor. Bunun adı tiyatrodur... Bunun adı katliamdır... Bunun adı kul hakkı yemektir.. Bunun adı Türkiye ligini dizayn etmektir... Bütün bunların müsebbibi Serdar Tatlı'dır. Eğer Nihat Özdemir namuslu bir insansa ki asla şüphem yok, bir dakika daha o Tatlı'yı koltuğunda oturtmaz. Dün gece konu F.Bahçe- Başakşehir değildi. 40 yılım sahalarda geçti, bunun yarısı da hakem olarak, dün geceki gibisini hiçbir maçta izlemedim. Bana hiç kimse Cüneyt Çakır'ın uyarmasına rağmen hakemin Gustavo'yu atmamasını anlatamaz. Tamam şunu kabul ediyorum, Rafael'in rakibe dokunmadan gördüğü sarı kartta VAR'ın müdahalesi mümkün değil ama bir hakemin bilinçaltı 'Kahrolsun Başakşehir' diyorsa her şeye müdahale, her şeyi protesto olarak görürsünüz. Tek bir şey söyleyeyim; belki de yazdıklarım SABAH gibi şerefli bir gazeteye yakışmayacak ama Türk futbolunu bu hale getirenlerin Allah cezalarını versin.