Dün gece yarım Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi takımı Galatasaray'ı yendi. Rahat mı yendi, tabii ki hayır ama yenip hayata döndü diyebiliriz. Derbide asıl tartışılması gereken Galatasaray. Ne oynadıkları belli değil. Büyük umutlarla, büyük masrafla kurulmuş bir takım ama maç boyu neredeyse tek bir pozisyon yok. Bu kadroyu kuran Fatih Terim. Şampiyonlar Ligi'nde birçok şey kötü giderken Süper Lig de kötü gitmeye başladı.
Beşiktaş'ın Galatasaray'ı yenmesi anormal değil lakin Galatasaray'ın ortaya koyduğu futbol, çok anormal. Oyuna Beşiktaş iyi başladı. Fazla bir pozisyon bulamasalar da son vuruşları kötü yapsalar da baskı ev sahibi Beşiktaş'taydı. Devrenin sonuna doğru Galatasaray dengeyi sağlasa da ne yaptıkları belli değildi. Ne taktik olarak ne baskı olarak ortada hiçbir şey yok. İkinci yarı Beşiktaş çok iyi başladı. Art arda pozisyonlar buldu ve bunlardan birinde de genç, Süper Lig tecrübesi çok az Umut Nayir, tam bir santrfor görevi yaptı. Kolay değil. Soldan gelen ortaya ön direkte markaj altındayken o köşeye vurabilmek asla kolay değil.
Dün gecenin asıl özeti Galatasaray'ın düştüğü durumdur. Beşiktaş kaybetse 'Eksik Beşiktaş niye kaybetti' pek denmeyecekti ama görünen o ki Galatasaray'da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Falcao denen bir oyuncu aldılar. Derbilerde yoksa, Şampiyonlar Ligi'nde yoksa bu futbolcu niye alındı? Derbinin en çok tartışılması gereken ismi Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'dir. Yarım Beşiktaş'a karşı futbol adına hiçbir şey ortaya koyamadan yenildiler. Söylenecek tek söz bu.
Hakem Mete Kalkavan'a gelirsek... Biraz hata yaptı ama genelde iyi bir maç yönetti diyebiliriz fakat Galatasaray'ın çektiği bir şutta Vida'nın elle müdahalesi var gibi görünüyor. Kasıt var mı, yok mu bilemiyorum.