İnanılır gibi değil... 75 dakika her yönüyle mükemmel oynayan, pozisyon bulan, çok iyi kapanan, hiç hata yapmayan Beşiktaş, son 15 dakikada maçı verdi... Kabul edemiyorum! İlk devreye bakıyoruz, maçın mutlak hakimi Beşiktaş... Lyon iyi bir takım ama sahada tel tel dökülüyor. Beşiktaş pozisyonlar buluyor, derken Talisca ile Babel'in önceden çalışılmış, bir serbest vuruş uygulamasında Beşiktaş'ın golü geliyor. Rakibin etkili silahları, Valbuena olsun, Fekir olsun, Lacazette olsun, kafayı kaldıramadılar. Marcelo, defansta tam bir maestro gibiydi.
İkinci yarıya bakıyoruz, oyun yine rölantide. Lyon gelmeye çalışıyor, gelemiyor. Adriano, hem defansif hem de ofansif çok başarılı. Ama dakikalar 70'i gösterdikten sonra Beşiktaş'tan tuhaf sinyaller gelmeye başladı. Önce Marcelo kaptırdı, Lacazette karşı karşıya kaçırdı. Bitime 10-15 dakika kala Lacazette'in kaçırdığına benzer bir gol daha kaçtı. Son 15 dakikada "Beşiktaş'ı Allah korudu" diyorduk ki, bitime 10 dakika kala olmayacak bir top gol oldu. Kenardan kullanılan bir frikikle top gitti- geldi, boşta kaldı, Lyon, Tolisso ile beraberliği yakaladı. "En kötü berabere biter" diyorduk ki sahneye Fabri çıktı. Sahalarda ender rastlanan bir golü Lyon'a hediye etti. Bir geri pasında topa vurup, uzaklaştırıp ya da taca atacağına üstelik üç Lyonlu kendisine baskı uygularken, topla debelendi, herhalde ne yaptığını kendisi de bilmiyordu. Morel topu kaptı ve boş kaleye attı. İddia ediyorum bu gole Lyon bile inanmamıştır. 40 yıldır futbolun içindeyim, toplasanız böyle bir golü birkaç kere gördüm. Fabri, niye böyle yaptı, ne yapmak istedi hiç anlayamadım.
Sonuçta; maç Beşiktaş'ın galibiyetiyle bitebilirdi ama son 15 dakika o kahreden son 15 dakika belki de turu götürdü. Beşiktaş galibiyetle dönseydi turun yüzde 80 sahibiydi. Ama şimdi belki de Beşiktaş'ın tur şansı yüzde 50'ler civarında. Ama acı olan şu; yenen ikinci gol kabul edilmesi, hazmedilmesi, kolay olmayan bir gol.
Üstelik Çarşı grubunun bir elemanı gibi maç yöneten İspanyol hakemi de bir daha bulmak kolay değil.