Sahada sözüm ona bir hakem var... UEFA'nın iyi hakemlerinden biri olsa gerek ki böylesine bir maça atanmış... Üstelik soyadı Bebek... Ayrıca Bebek gibi tertemiz bir yüzü var. Ama kalbi kapkara...
Spor ahlakı kapkara... Ve Fenerbahçe'nin turu kaybetmesinin tek sorumlusu da o. Bazı maçlar vardır; kötü oynarsın, hakeme sığınırsın. Ama dün geceki karşılaşmada Hırvat hakem kelimenin tam anlamıyla Fenerbahçe'nin turunu çaldı. Hem de bilerek, isteyerek çaldı.
Yaptığı hatalara asla masum hatalar diyemem. Maç amatör bir maç değil...
Hakem de yeni yetme bir hakem değil.
Böylesine nice maçlar yönetti. Topal'a verdiği penaltı, tam bir yüz karası... Mehmet Topal atılan şutta, elleri ile göğsünü kapatıyor. Top gelip göğsünde kavuşturulmuş eline çarpıyor ve hakem utanmadan hem penaltı veriyor hem de Topal'ı ikinci sarı karttan oyun dışı bırakıyor. Üstelik bence Mehmet Topal'a gösterdiği ilk sarı kart da tam bir komedi. Orta sahada faul var veya yok. Topal yere düşüyor veya kendini atıyor, maçın hemen başında orta sahada böyle bir sarı kart vermenin tek sebebi vardır, o da kötü niyet...
Televizyondan seyrettiğim kadarıyla Fenerbahçe'nin yediği ilk gol ofsayt olabilir. Souza'ya gösterdiği sarı kart öncesi de tacı rakibe vermesi tam bir ego ya da aşağılık kompleksi sorunu. Hakemlik de bir kural vardır, futbolcularla giderleşirsen sen kaybedersin.
Dün gece hakem bu taçı değiştirdi ardından Souza'ya sarı kartı verdi, ardından da Pereira'yı oyundan attı. Tam bir skandal. Bu tür uygulamaları ancak kötü niyetli ya da ruh hastası bir hakem yapar.
Yazıklar olsun. Tur böyle kaybedilmemeliydi.
Herşey dengeliydi, karşılaşma 1-1 gidiyordu, UEFA Avrupa Ligi'nde çeyrek finale kalıp önemli bir zafere imza atmaya sadece 20 dakika kalmıştı.
Ancak önce hakem Ivan Bebek'in uydurma bir penaltısı ardından da gelen Mehmet Topal, Alper Potuk ve Volkan Şen'e gelen kırmızı kartla Fenerbahçe dağılıverdi. Fazla söze gerek yok. Belki de UEFA, bebek yüzlü bir tetikçi aracılığıyla Fenerbahçe'den intikamını almış oldu.