Sezonun ikinci yarısında bir türlü maç oynayamayan Beşiktaş, dün gece Gaziantep'i darmadağın etti... Bunun en önemli nedenlerinden biri de belki Fenerbahçe'nin cuma gecesi Antalya'da kaybetmesiydi. Aslında Larsson daha 14. saniyede kaleci Tolga ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü atsa, Beşiktaş hem maça yenik başlayacak hem de belki Larsson Türkiye'deki en erken gol atma rekorunun sahibi olacaktı. Ama Tolga harika kurtardı. Sadece bunu mu hayır... En az bir iki tane daha net pozisyonda çok iyi kurtarışlar yaptı. Bu dakikadan sonra maç tamamen Beşiktaş'ın kontrolüne geçti. Özellikle İsmail ve Oğuzhan takımı sürekli ileri taşıdı. Gomez ise müthiş istekliydi ve bu isteği ona ikinci yarıda iki gol getirdi. Atiba belki de Beşiktaş'ta şimdiye kadar oynamış oyuncular içinde en istikrarlılarından. Tüm takım, iniş-çıkış göstersede o çizgisini sürekli koruyabiliyor.
İlk gol; Antep'in kalecisi Alperen için çok büyük talihsizlik... Maçın başında birkaç pozisyonda çok başarılı olan Alperen adeta tuttuğu topu koltuğunun altından kaçırıp golü yedi. Eğer İstanbul'da Beşiktaş'a karşı oynuyor ve böylesine kötü bir gol yiyorsanız maç o takım için hemen hemen bitiveriyor. İlk gol ve hemen ardından gelen Oğuzhan'ın dar alandaki slalom golü maçı bitiriverdi. İkinci yarı yine Beşiktaş resitali vardı. Aldılar, verdiler, kanattan indiler... Hele hele Sosa'nın Gomez'e attırdığı gol, antrenmanlarda yapılmış gol çalışması gibiydi. Dün gece gösterdi ki Beşiktaş şampiyonluğun en önemli favorisi... Oyuncu kalitesi, tempoları, ofansif etkileri, diğer takımlarla kıyaslandığında ligin çok ilerisinde ve üstelik Boyko geldi, Tolga toparlayıverdi. Dün gece net iki golü başarılı kurtardı... Beşiktaş'ı bundan sonra kim tutacak çok merak ediyorum.
Hakem Cüneyt Çakır, Avrupa'daki performansına yakın bir yönetim gösterdi. Kusursuzdu, sakindi ve mükemmel bir maça imza attı. Onu ligimizde de hep böyle görmek istiyoruz.